Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin retle sonuçlanan dayanak boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olduğunu, ortak hayatı yeniden kurmadığını, birlikte yaşamaktan kaçındığını ve boşanma sebebi yarattığını belirterek erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumu gereği düşük olduğu gerekçesi ile kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ...'...

    olup, kadının karşı boşanma davası konusuz kaldığından kadının davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      KARŞI DAVA:Davalı karşı davacı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, ortak hayatın kurulamamasının nedeninin davacının aile birliğinin üstüne yüklediği görevleri yerine getirmemesi olduğunu, aile birliğinin davacının kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını, kusurlu tarafın açtığı boşanma davasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilini müşterek evden ayrılmak zorunda bırakarak fiili ayrılığa sebep olan ve ne ilk açılan dava öncesi ne sonrasında bir araya gelmekten kaçınarak boşanma sebebi yaratanın davacı olduğunu, eylemli ayrılık döneminde de kusurlu olanın davacı olduğunu, uzun fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin harici duyum ile davacının hayatında bir başka kadın olduğunu, hatta bu kadının karısı çok kıskanç şeklinde söylenti ile anıldığını, yani karısı olarak bilindiğini öğrendiğini, karşı tarafın davasının reddi, karşı davalarının kabulü ile aile birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına, dava esnasında tedbir...

      Davacı vekili 28/02/2023 tarihli dilekçe ekinde 21/02/2023 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü sunmuştur. 07/04/2023 tarihli duruşma celsesinde, davacı vekili "davalı ile anlaşma sağlayamadıklarını, dosyanın çekişmeli boşanma olarak devam ettirmek istediklerini " beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; "Her ne kadar müvekkil anlaşmalı boşanma protokolü imzalamış ise de bundan vazgeçmiştir. Böylelikle çekişmeli olarak açılan dosya ıslah edilerek anlaşmalı boşanma davasına çevrilmiştir. Tekrar ıslah edilip çekişmeli boşanma davasına dönme ihtimali yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Mahkemeniz aksi kanaatte ise davalı müvekkile yapılan tebligat usulsüzdür bununda dikkate alınmasını "talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece TMK 166/3 maddesinin şartlarının oluşmaması nedeniyle açılan davanın reddine, tarafların TMK 166/1 maddesine göre boşanma davası açmalarında muhtariyetlerine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı gibi, terk hukuki sebebine dayalı bir boşanma davasının da bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.03.2012 (Pzt.)...

        İlk boşanma davasının koca tarafından 05.02.2010 tarihinde açıldığı, haklı görülmeyerek davanın reddedildiği, kararın 04.05.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen boşanma davasının reddine ilişkin kararın gerekçesinde "davacının davalıyı istemediğini söylediği, babasının evine gezmeye giden kadını davacının gelip almadığı, davalıya atfedilebilecek bir kusurun ispatlanamadığı" ifade edilmiştir. Bu ret kararı, sözü edilen dava tarihine kadar ki olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı hususunda kesin hüküm teşkil eder. Bahsedilen davadan ve ret kararının kesinleşmesinden sonra geçen fiili ayrılık süresi zarfında davalı-karşı davacı kadına atfedilebilecek bir kusur gerçekleşmediğine göre, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davacı-karşı davalı (koca) kusurludur. Boşanma yüzünden davalı-karşı davacı kadın mevcut ve beklenen menfaatlerini kaybettiğine göre, Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi şartları kadın lehine gerçekleşmiştir....

          ya da ayrılığa hükmedebilir....

            Eldeki dava TMK'nun m.166/son maddesi uyarınca açılan boşanma davasıdır.Toplanan delillerden, davacı tarafından açılan boşanma davasının kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği anlaşılmakla davacının ilk boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı kadının davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasını kabul ettiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. TMK m. 166/1-2 uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Tek başına fiili ayrılık da boşanma sebebi sayılamaz. Davalının davayı kabul etmesi Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma koşulları gerçekleşmedikçe hukuki sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3)....

              TL haksız çıkar sağladıklarının iddia olunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; dosya arasında bulunan boşanma dosyasının sanıklara ait olmadığı anlaşılmakla, sanıklara ait boşanma dosyasının getirtilerek, denetime izin verecek şekilde çekişmeli veya anlaşmalı boşanma olup olmadığı, anlaşmalı boşanma ise anlaşma metninin incelenmesi, taraflara nafaka veya maddi-manevi tazminata hükmedilip hükmedilmediği, hükmedilmiş ise, fiili ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesinden sonra, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.10.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu