CEVAP Davalı-davacı (erkek) vekili dilekçelerinde, hakkındaki iddiaların gerçek dışı olduğunu, kadının kavgacı yapısı nedeni ile taraflar arasında geçimsizlik yaşandığını, kadının müvekkilini aldattığını, ... isimli şahısla iki yılı aşkın süredir ilişki yaşadığını, çocuğu da alarak şahsın evine gittiğini, bu şahsın fotoğrafları müvekkiline gönderdiğini, ilişkisini kabul ettiğini, başka kişilerle de ilişkisi olduğunu belirterek tarafların öncelikle zina nedeniyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, müvekkil yararına yasal faizi ile 200.000,00'er TL maddî-manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. III....
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın boşanma yönünden kabulüne, nafaka ve maddi-manevi tazminat istemleri yönünden reddine, müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; TMK'nun 161. Maddesi uyarınca zina sebebiyle tarafların boşanmalarına ilişkin talep yönünden davanın reddine, TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, 20.000- TL maddi ve 25.000- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Davacı kadın vekili; lehine hükmolunan nafakalar ve tazminatların talepleri doğrultusunda arttırılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuş ise de; davacı kadın vekili 26/09/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf isteğinden vazgeçtiğini beyan etmiştir....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin 06.11.2018 tarihli evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açtığını, tarafların dava açıldıktan sonra birlikte yaşamaları nedeniyle birbirlerini affetmiş, hoşgörü ile karşılamış olmaları sebebiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın 05.03.2019 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davası devam ederken davalı erkeğin iş yerinde çalışan ... isimli bayan ile nişanlandığını, ... ile davalının, davalı tarafından , Fundaya ev alınmaması nedeni ile ayrıldıklarını, sonrasında davalının Neşe isimli kişiyle ilişki yaşadığını davalı erkeğin evlilik birlikteliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 ... maddesi gereğince boşanmalarına aksi halde davalı erkeğin, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde kusurlu olması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde; davacı- davalı erkeğin iş yerinde çalışan başka bir kadınla gönül ilişkisi olduğu ve bu şekilde evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunun sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde davacı birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl boşanma davasının reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yargılama sırasında reşit olmakla velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....
Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK m. 166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda fiilî ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiilî ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukukî sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur....
"evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı (TMK. md. 166/1-2)" gerekçesi ile boşanma davası açmıştır. Toplanan delillerden, davalı kadının, eşine "geri zekalı, salak, aptal, adi, hayvan" gibi sözlerle hakaret ettiği ve uygun olmayan kıyafetlerle sokağa çıktığı anlaşılmaktadır. Davalı kadının gerçekleşen bu eylemleri, "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmayı" gerektiren kusurlu davranışlardır. Davacı kocanın, dava dilekçesinde bu vakıaları ... sürmemiş olması, ... olan bu eylemleri ortadan kaldırmaz. Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan bir boşanma davası olduğuna göre, davalı kadının gerçekleşen kusurlu davranışlarıda, evlilik birliğini temelinden sarstığından, boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....
kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmaları şeklinde tavzih ve tashihine karar verilmiştir....
uygun görülmediği takdirde davacının güven sarsıcı ve ağır derecede onur kırıcı, ağır kusurlu davranışlarından kaynaklı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı-karşı davacı kocanın maddi taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
TMK 166/son gereği kesin hükümden sonra üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kutay'ın velayetinin davalı anneye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 500.000,00 TL'er maddi-manevi tazminatın yasal faiziyle davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....