girdiğini ve kendisini sokağa attığını, bunun üzerine davalının ailesini arayarak kızlarının yaptıklarını anlattığını ve davalıyı alıp götürmelerini istediğini, davalının hem sadakatsiz ve ahlaka mugayir davranışlarıyla zina yapan hem de çocuklarıyla ilgilenmeyen ve çocukların gelişim ve psikolojilerini hiçbir düşünmeyen bir anne olduğunu, müvekkilinin yaşadığı büyük üzüntü ve davalının ahlak dışı zina olayı nedeniyle büyük bir çöküntü yaşadığını ve psikolojisinin bozulduğunu, müvekkilinin on yıllık eşi tarafından aldatılması ile artık insanlara güveninin kalmadığını, davalının zina eylemi gerçekleştirerek evliliğin bu hale gelmesinde tüm kusurları yüklendiğini, müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, bu nedenlerle tarafların zina, sadakatsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesinde düzenlenen Birliğin Temelinden Sarsılması nedeniyle ve zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi isteklerine ilişkindir. DAVALI/DAVACI ERKEK VEKİLİNİN HER İKİ BOŞANMA DAVASINA YÖNELİK İSTİNAF TALEPLERİ AÇISINDAN: Dinlenen tanıkların özellikle tanık Müslimatın beyanları, bu beyanları destekleyen tanık Müslimat ile erkeğin çekilmiş samimi fotoğrafları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı/davalı erkeğin evlilik birliği devam ederken başka bir kadınla karı koca hayatı yaşadığı zina eyleminin tüm unsurlarının gerçekleştiği, zina nedeniyle boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden bir yanlışlık bulunmadığından erkeğin bu yönden istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Asıl ve karşı dava TMK' nun 166/1. m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir. Birleşen dava TMK' nun 161. m.sinde düzenlenen zina hukuksal nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
İlk derece mahkemesi kararında davacı-davalı tarafın zina nedeniyle boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapılmaksızın asıl davanın TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiş, davacı-davalı tarafın TMK'nın 161. maddesi uyarınca boşanma talebi hakkında hüküm kurulmamış, davacı-davalı kadının bu talebi yönünden karar gerekçesinde de değerlendirme yapılmamıştır. Bu hâli ile kadının zina nedeniyle boşanma davası hakkında hüküm kurulmadığı gibi, karar da bu yönden gerekçeden yoksun olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/1- c maddesindeki unsurları içermemektedir....
Davacı vekili 12/07/2018 havale tarihli dilekçesinde, her ne kadar şiddetli geçimsizlik nedeniyle dava açmış iseler de davalarının ıslahı ile TMK'nın 161 maddesine göre öncelikle zina sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmesi aksi kanaatte olunması halinde şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı olarak boşanma ve diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgeler, resimler ve CD, tanık anlatımlarına göre, davalı erkek eşin başka bir kadınla cinsel birliktelik yaşadığı, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu ve zina nedenle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin gerektiği, zina nedeniyle boşanma davası kabul edildiğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 161. maddesi uyarınca boşanmalarına, zina nedeniyle boşanma davası kabul edildiğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın lehine 24/01/2020 tarihinde takdir edilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının 11/06/2021 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşme sinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına ve...
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kusur tespitine ve karşı davanın gerek zina, gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü kararlarına dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 161. maddesinde " Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. " TMK.nun 166/1. maddesinde ise "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olarsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." denilmektedir. Toplanan deliller uyarınca; tarafların aralarındaki geçimsizlikten dolayı ayrıldıkları, davacı-karşı davalı erkeğin kadın aleyhine Kayseri 6....
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kusur tespitine ve karşı davanın gerek zina, gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü kararlarına dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 161. maddesinde " Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. " TMK.nun 166/1. maddesinde ise "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olarsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." denilmektedir. Toplanan deliller uyarınca; tarafların aralarındaki geçimsizlikten dolayı ayrıldıkları, davacı-karşı davalı erkeğin kadın aleyhine Kayseri 6....
Dava, davacı kadın tarafından zina ve TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ilişkindir. TMK'nun 161. Maddesinde; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." hükmü düzenlenmiştir. TMK.'nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir....
Asıl dava, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10/01/2023 tarih, 2022/8742 esas ve 2023/105 karar sayılı ilamıyla; "Davacı-karşı davalı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak ayrı ayrı boşanma kararı verilmesi talebi ile boşanma davası açılmış, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı karşı boşanma davası açılmış, İlk Derece Mahkemesince kadının 166ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kadının zinaya dayalı davası ise ispat edilemediği gerekçesiyle reddedilmiş, erkeğin boşanma davasının da reddine karar verilmiştir....