Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince kaldırılarak akıl hastalığına dayalı boşanma davası açılmasına hükmedildiğini, bu itibarla 2017/780 esas sayılı dava dosyasındaki iddialarını tekrar ettiklerini, davalının akıl hastalığına yakalandığını ve kendisine T4 vasi olarak atandığını, bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini belirterek tarafların akıl hastalığı nedeni ile TMK 165.maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı ve vasi vekili cevap ve kabul dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile 08/07/2012 tarihinde evlendiklerini, tarafların evliliği sırasında müvekkilinin akıl hastalığına yakalandığını, davacı tarafça işbu dava ile talep edilen boşanma ve velayet isteği müvekkilince kabul edildiğinden davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesini müvekkil ile müşterek çocuk arasında uygun görülecek şekilde şahsi ilişki tesisi kurulmasını talep etmiştir....

Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması, evliliği mutlak butlanla sakatlar (TMK. m. 145/2-3). Ancak, ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını, yalnızca ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir. Bu hallerde dava hakkı, sonradan iyileşen eşe aittir (TMK. m. 147/2). Vesayet dosyasında alınan raporda "hastalığın remisyonda" olduğu ve dosya kapsamındaki tüm raporlardan remisyon halinde kişinin mümeyyiz olduğunun, tam biır akli sağlık içinde olduğunun sabit olmasına göre Türk Medeni Kanununun 147/2. maddesi hükmü gereğince evliliğin butlanını yalnızca akıl hastalığı iyileşmiş olan davalı eş talep edebilir, davacı-davalı erkeğin bunu talep etme hakkı yoktur. Davalı-davacı kadının da böyle bir talebi yoktur....

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmamaktadır. (TMK m. 165). Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanarak açılan davada, erkeğin vefatı sonrasında kadının kusurlu olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.10.2019 (Salı)...

      Murafaa isteyenin bu talebinden vazgeçmesi nedeni ile duruşma talebinin reddine, temyiz incelemesinin dosya üzerinden yapılmasına karar verilerek, bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kısıtlı davacı erkeğin yerleşim yeri vesayet makamının olduğu yer (Keşan) mahkemesinin davayı görmeye yetkili olduğunun anlaşılmasına göre (TMK m. 411, 412/1-2) davalının yetkiye yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olan erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davacı açılmış, davacı erkek vasisi husumete izin alarak davaya muvafakat etmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

        GEREKÇE : Dava TMK'nun 165 . maddesine dayalı olarak akıl hastalığı sebebi ile ve/veya 166/1 maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarıdır....

        Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından T4 vasi olarak tayin edildiğini, daha önce açmış oldukları boşanma davasında yargılama aşamasında davalının akıl hastalığının mevcut olduğunu öğrenildiğinden ve boşanma davalarını akıl hastalığı nedeniyle açılmadığından reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalının akıl hastası olması nedeniyle taraflar arasında evliliğin zaten fiilen bitmiş durumda olduğunu, bu nedenlerden dolayı tarafların akıl hastalığı nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, davalı eşin ve ailesinin maddi durumunun oldukça iyi durumda olduğunu, müvekkilinin çalışmadığını, çocukları ile birlikte geçimini zor temin ettiğini, bu nedenle müşterek çocuklar ve müvekkili için ayrı ayrı 1.000,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kocanın akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastasının fiil ehliyeti bulunmadığından; davranışları iradi kabul edilemez....

          şiddete uğradığını, onurunun zedelendiğini, müvekkilini açıkça istenmediğini söylendiğini evden kovulduğunu, TMK.nun 165. maddesi gereği, davacı ve davalı tarafın akıl hastalığı sebebiyle boşanmalarını, eğer akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebi reddedilecek olursa, TMK.nun 166. maddesi davalının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, adli yardım taleplerinin kabulünü, TMK.nun 169. maddesine göre davacı müvekkilinin davanın devamı sırasında acilen ve tedbiren aylık 1.000,00- TL. tedbir nafakası bağlanmasını, davadan sonrasında da her yıl ÜFE oranında artırılmak suretiyle yoksulluk nafakası olarak devamını, müvekkilinin giysi ve kişisel eşyalarının, telefonunun ayrıca eşya senedinde yazan fakat gasp edilen eşyalarının teslimi için polis eşliğinde eve girişinin sağlanmasını, çocukları ile görüşemeyen müvekkilin dava süresince ve sonrasında müşterek çocuklarla kişisel ilişkisinin sağlanmasını, TMK.nun 174. maddesi...

          Ne var ki, erkeğin davasında verilen boşanma hükmü temyize gelmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazların incelenmesine gelince: a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere akıl hastası olan davalı-davacı kadının davranışları iradi olmadığına göre, kusurundan söz edilemez. Davalı-davacı kadın tarafından, erkeğin kusuru da ispatlanamamıştır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek velisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında, mahalli mahkemece verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve hüküm Dairemizce, davalı erkeğin ruhsal rahatsızlığının ileri sürülmüş olması nedeniyle vesayet altına alınıp alınmayacağının araştırılması gerektiğinden bahisle, bozulmuştur. Mahalli mahkeme bozma kararına uymuş ve davalı erkek Suşehri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/187 esas - 2019/556 karar sayılı kararı ile akıl hastalığı nedeniyle (Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereği) kısıtlanarak kendisine babası veli olarak atanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu