Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının ziynet eşyası istemi bakımındın yapılan değerlendirmede ise davacı tanıklarının istikrarlı bir şekilde davacı iddialarını doğrular beyanda bulundukları, davalının 22 Mayıs 2020 havale tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde belirtilen altınların evlilik içerisinde bozdurulduğunu kabul ettiği, Yargıtay İçtihatları gereği bu durumda ispat yükü kendisine düşen davalı eşin ziynet eşyalarının yeniden iade edilmemek üzere davacının rızası ile bozdurulduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, davalı tarafından bu husus ispat edilemediği için ziynet isteminin de kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.''...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından, davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası, reddedilen ziynet eşyası alacağı, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, toplanan delillerden mahkemece davalı-davacı kadının kabul edilen kusurlu davranışlarının yanında, davacı-davalı erkeğin eşini sevmediğini, istemediğini söylediği, fiziksel şiddet uygulamakla tehdit ettiği, eşinin ailesini arayarak gelip almalarını istediği, davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha ziyade kusurlu olduğu ancak, davacı-davalı erkeğin boşanma davası yönünden...

    Mahkemece; "Asıl dava, TMK'nın 166/4 hükmünden kaynaklanan fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. Karşı dava TMK'nın 166/1 hükmünden kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma ve ziynet alacağı talepli davadır. Boşanma davalarında yetkili mahkeme TMK'nın 168.maddesine göre eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Buna göre, mahkememizin tarafların yerleşim yeri mahkemesi olmakla yetkili bulunduğu anlaşılmış ve davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılmıştır. Tarafların nüfus kayıtlarının incelenmesinde; 04/10/1997 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 05/10/1999 doğumlu müşterek Ülkem Hıdır isimli çocuklarının bulunduğu anlaşılmıştır. BOŞANMA VE KUSUR DURUMU YÖNÜNDEN AÇIKLAMALAR: TMK' nın 166/1 hükmü gereğince evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....

    27/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 03/10/2019 tarihinde tekrar istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve maktu istinaf karar harcının yatırıldığı, yatırıldığına ilişkin aynı tarihli dilekçe ibraz edildiği, bunun üzerine ilk derece mahkemesi tarafından dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği anlaşılmış ise de; davalı erkeğin ilk derece mahkemesi kararını hem boşanmanın fer'i niteliğindeki nafakalara ilişkin olarak hem de ziynet alacağı davasına ilişkin olarak istinaf ettiği, boşanma davasındaki istinaf nedenlerine ilişkin olarak başvurma harcı ve istinaf maktu karar harcını yatırdığı ancak istinaf etmiş olduğu ziynet alacağı davası yönünden nispi karar harcını yatırmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından davalı erkeğin tüm istinaf başvuruları açısından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik nispi harcı yatırmamış olması nedeniyle yalnızca ziynet alacağı...

    Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Somut olayda; davacı kadının sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmıştır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. Hüküm, ziynet eşyası yönünden de istinaf edilmiş olup, boşanma davasında yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemek ve yargılamanın daha sağlıklı yürümesi için ziynet alacağı yönünden tefrik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

    Somut olayda kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulüne karar verildiğine göre, kadının ziynet davası yönünden davada haksız çıkan taraf erkektir. Bu durumda davacı-karşı davalı kadın lehine ziynet alacağı davası yönünden hükmedilen nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacı erkekten tahsili ile kadına ödenmesine karar verilecek yerde, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak hazineden tahsiline hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....

      hak oluşmuş olup, bölge adliye mahkemesin tarafından hükmün kaldırılması üzerine kadının yoksulluk nafakasının ve maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının ve davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece,kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK m. 166/1 gereğince boşanmalarına,ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, yine erkeğin boşanma davasının da reddine karar verilmiştir....

        Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK md. 229) ve denkleştirmeden (TMK md. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK md. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK md. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK md. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır (TMK md. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

        ve ferileri yönünden HMK'nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık, ziynet alacağı yönünden miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

        Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü ve kusur, nafaka ve ziynet alacağına yönünden nispi vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin olarak kararın kaldırılmasnı talep etmiş ise de davalı 20/10/2021 tarihinde sunduğu beyan dilekçesinde; boşanma talebinin kabulüne yönelik istinaf talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1- 2) hukuksal sebebine dayalı olarak açılmış boşanma, ziynet ve eşya alacağı istemlerine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        UYAP Entegrasyonu