Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dairemiz, boşanma davasından bağımsız olarak açılan, her çeşit nafakaya ilişkin davaların temyiz incelemesini yapmaktadır. Dava, davalı adına kayıtla tapu kaydına aile konutu şerhi konulması ile birlikte talep edilen tedbir nafakasına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, hükmolunan nafaka miktarı ve aile konutu şerhi istemi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davalı-davacı kadın yararına takdir edilen bağımsız tedbir nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

      İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; boşanma ve ferileri ile ziynet ve eşya alacağı, karşı dava ise; boşanma istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1. maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini öngörmüştür. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, "uyuşmazlık konusu hakkında" diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (HMK md 389/1)....

      Dava, aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması talebine ilişkindir. TMK'nın 194/1 maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Davacı taraf, davalı T5'ın dava konusu taşınmazı mal kaçırma amacı ile diğer davalı T5'a satış sureti ile temlik ettiğini, davalı taraf ise dava konusu taşınmazın ilk alım tarihi olan 28/04/2010 tarihinde alınması amacı ile tüm bedelin annesi tarafından ödendiğini, annesi hasta olduğu için tapuda devri kendi adına yaptığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazın 2010 yılında Yusuf Ersoy' dan satın alındığı, taşınmaz bedelinin davalı T5adına kayıtlı olan banka hesabı aracılığı ile dava dışı Yusuf ERSOY'a ödendiği anlaşılmıştır....

      İlk derece mahkemesince 16.07.2021 tarihli tensip 9 numaralı ara karar ile davalılar üzerine kayıtlı taşınmazların uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İstinafa konu karar 16.07.2021 tarihli tensip 9 numaralı ara karardır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava mehir senedine dayalı ziynet ve eşya alacağı ile tazminat alacağı istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile ileride doğacak haklarının korunması için davalıların üzerilerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesi menkul mallar hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermeden sadece gayrimenkuller hakkında ret kararı vermiştir....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı ile davalılardan Metin'in karardan sonra 22.12.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile boşandıkları bu sebeple aile konutu şerhi konulması davasının konusuz hale geldiği mahkemece aile konutu şerhi konulması hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre, davacının aile konutu şerhi konulması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının evliliği, karar tarihinden sonra 22.12.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir. Aile konutunun diğer eşin açık rızası alınmadan devrinin geçersizliğini, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettiriyor olması koşuluyla evlilik birliğinin devamı süresince ileri sürebilir. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre, davanın esası artık konusuz kalmıştır....

        aile konutu şerhi konulmasına, bu mümkün olmaz ise dava sonuna kadar satışa engel ihtiyati tedbir konulmasına, bu mümkün olmazsa da davalının müşterek hanede tasarruf yetkisinin TMK'nın 199....

        Aile Konutu Şerhi Konulması Talebi Yönünden; Aile konutu şerhi konulması davasının, boşanmanın eki niteliğinde olmadığı, istinaf incelemesinin sağlıklı yapılabilmesi için davaların ayrılması gerektiği anlaşıldığından, aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve davalı karşı davacının bu davaya yönelik istinaf incelemesinin yeni esas üzerinden yapılmasına karar vermek gerekmiştir....

        (HMK md. 150/5) Yapılan incelemede; davacı vekilinin dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi talebinden bağımsız olarak dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebinde de bulunduğu, ancak bu davayı açarken tek nispi harç yatırdığı, davacının birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı harca tabi iki davasının bulunduğu, yatırılan başvurma harcının dava dilekçesindeki tüm bu istekleri de kapsadığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi davası nispi harca, aile konutu şerhi konulması davası ise maktu harca tabi olup, eksik harç tamamlanmadan müteakip işler yapılamaz. O halde, aile konutu şerhi konulması davası yönünden alınması gereken maktu peşin harcın Harçlar Kanunu'nun 30- 32. maddeleri gereğince tamamlattırılması, harcın tamamlanmaması halinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, harç noksanlığı giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        UYAP Entegrasyonu