Aile Mahkemesi'nin 02.06.2021 tarih, 2019/701 esas 2021/380 karar sayılı kararının asıl davada tedbir/yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine takdir edilen tedbir nafakası, maddi-manevi tazminat ile birleşen davada tedbir nafakasına yönelik kısımlarının KALDIRILMASINA, 2- 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; ASIL DAVA YÖNÜNDEN: a)-Davalı-davacı kadın lehine dava (27.11.2019) tarihinden itibaren boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davacı-davalıdan alınarak davacı-davalıya VERİLMESİNE, nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesiyle yoksulluk nafakası olarak DEVAMINA, b-)Müşterek çocuk 24/08/2022 doğumlu Tuğba Öncel lehine dava (27.11.2019) tarihinden itibaren ilk derece mahkemesi kararı ile tekerrür olmaması koşulu ile müşterek çocuğun...
B.İstinaf Sebepleri Davalı-davacı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir....
Mahkemece; davacının boşanma davasında sadece tedbir nafakası isteminde bulunduğu; boşanma kararından 6 ay gibi kısa bir süre sonra yoksulluk nafakası davası açtığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında bu 6 aylık sürede ani yükselme ve düşüşlerin olmadığı, davalının ekonomik durumunun yoksulluk nafakası ödeyecek kadar iyi olmadığı gerekçeleri ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. Yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır. Yoksulluk nafakasının boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) TMK'nın 178. maddesi hükmü gereğince boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilir....
Kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakaları boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir(muaccel) hale gelir ve ÜFE artış oranına da kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilir. Nafaka yükümlüsünün dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar ödeyeceği nafaka tedbir nafakasıdır. İlk derece mahkemesi hükmünde, yoksulluk nafakası ile bu nafakaya artış oranına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi ve yine iştirak nafakası ile bu nafakaya artış oranına ise karar tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir(HMK m. 370/2)....
Davacı-karşı davalı erkek vekili, kararı münhasıran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, davalı-karşı davacı kadın vekili ise; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası istemleri, erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf ettiğinden, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası istinaf kapsamı dışında kalarak taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu sebeple, istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm tesisi mümkün olmamıştır....
Ancak verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru bulunduğundan, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması yönüne gidilmiş (HUMK m.438/son) ve davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Davacı-davalı kadın 01/08/2014 tarihinde açtığı dava ile kendisi ve ergin olmayan ortak çocukları Yasemin için tedbir nafakası talep etmiş, davalı-davacı erkek ise 15/08/2014 tarihli birleşen boşanma davası ile boşanma ve ortak çocukların velayetini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası - Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dairemizin 19/12/2018 tarihli iade kararında, davacı-karşı davalı kadın (...) tarafından açılan ve yine kadının açtığı asıl tedbir nafakası dava dosyası üzerinde birleştirilen boşanma davasında, erkek (...) tarafından 23.01.2015 tarihinde açılan "Karşı boşanma davası" ile ilgili karşılık dava harcı yatırıldığına ilişkin makbuzun dosya içerisinde bulunmadığı gerekçesiyle dosya mahal mahkemesine iade edilmiştir. İade kararı üzerine mahal mahkemesince her ne kadar " Karşı davacı (Erkek) ... tarafından 11/12/2014 tarihinde açılan boşanma davasının, Av. ... tarafından,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/09/2014 tarih ve 2014/123 D....
Aile Mahkemesi'nin 2015/650 Esas, 2016/739 Karar sayılı dosyasında çocuk için hükmedilen aylık 175,00 TL tedbir nafakası tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla müşterek çocuk Derya için dava tarihi olan 03/07/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dairemiz karar tarihi itibarı ile tedbir nafakasının aylık 700,00TL ye yükseltilerek erkekten alınarak kadına ödenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte aylık 700,00TL iştirak nafakası olarak erkekten alınarak kadına ödenmesine, 7.bent yerine geçmek üzere: İlk derece mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile Konya 2....
Davalı erkek ise, kusur belirlemesinin doğru olmadığını, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların haksız olduğunu, kararın kaldırılarak boşanmalarına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep ederek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmoluna tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası istenilmektedir. Aleyhine boşanma davası açılan eşin, dava süresince ayrı yaşamda haklı olduğu açıktır. Ancak, davanın reddinden sonra ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması gereklidir. Burada birliği tekrar kurma görevi boşanma davası reddedilen tarafa aittir. Somut olayda davalının açtığı boşanma davasının feragat nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Boşanma davasının reddinden sonra yanların bir araya gelmedikleri birliğin tekrar kurulması için herhangi bir girişimde de bulunmadıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Oysa ki boşanma davası açan ve ayrı yaşamı başlatan davalı kocadır. Ayrı yaşamı sona erdiren ve birliği yeniden tesis etme görevi de ona aittir. Bu yönde herhangi bir barış girişiminde bulunmayan davalının birlikte yaşamdan kaçındığı kabul edilmelidir. Bu durumda, diğer eşin tedbir nafakası isteyebileceği TMK'nun 197/3. maddesinde açıklanmıştır....