Davalı kadın vekili süresinde sunduğu 01/03/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının düşük olduğunu, kadının müşterek çocuk ile birlikte yaşadığını ve gelirinin bulunmadığını, hükmedilen nafaka miktarı ile kadının geçimini sağlamasının mümkün olmadığını, birleşen tedbir nafakası davasında erkeğe yükletilen yargılama giderlerinin eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK madde 166/son) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197) ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - davalı tarafça her iki davada hükmün tamamı, davalı - davacı tarafça her iki davada hükmedilen nafakaların miktarı, birleşen davada yargılama gideri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davasında “ihtar dönemindeki” bu çekişmeye rağmen davacıya; -Çağrı yapabilirsin -Bu çekişme terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası açıldıktan “sonra” halledilir denilemez. Davacının tek yönlü belirleme yaparak çağrıda bulunduğu anda “usulüne uygun” bir çağrıdan söz edilemez. Davalı kadının ayrı yaşamadaki haklılığı bağımsız olan açılan tedbir nafakası (TMK. m. 197) dosyası ile bellidir. Çağrı yapılan evin davalının rızası alınarak ya da aile mahkemesince belirlenmiş olmadığı dolayısıyla ortak konutun birlikte seçilmediği de duraksamasız bellidir. O halde davalı kadına yapılan davet usulsüzdür. Usulsüz çağrıya davalı kadının uyma zorunluluğu yoktur. Davanın reddi gerekir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece kadın tarafından nafaka davası dışında boşanma davasının açılmasıyla birlikte, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiştir (TMK md. 169). Bağımsız olarak açılan nafaka davası hakkında ise "... yargılama aşamasında TMK m.169 hükmü gereği tedbir nafakasına hükmedildiğinden asıl davada talep edilen nafakanın da türünün nihai olarak tedbir nafakası hükmünde olması sebebiyle tekerrür ödemeye sebep olmamak için asıl davada karar verilmesine yer olmadığına..." şeklindeki gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunun 169.maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası açılan boşanma davası kapsamında alınan geçici nitelikteki bir önlem olarak hakim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasından verilen kararın kesinleşmesi ile sona erer....
Davacı kadın vekilinin; kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır ( TMK m. 169). Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Türk Medeni Yasası 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek; mahkemece kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken kadının tedbir nafakası talebinin reddine hükmedilmesi hatalı olmuştur....
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile davacı kadın yararına aylık 400,00 TL, müşterek çocuklar için aylık 300,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kadının kabul edilen tedbir nafakası (TMK md. 197) davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. Maddesi uyarınca 01.01.2021 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesindeki parasal sınır 5.880 TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....
Dairemizin 13.10.2021 tarih, 2020/817 esas ve 2021/2187 karar sayılı ilamı ile; "Davalı kadın vekilinin; kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin "boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu" şeklinde düzeltilmesine, davalı kadın vekilinin; kadının reddedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kadının reddedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası talepleri yönünden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine; davalı kadın yararına dava tarihi olan 16.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, aylık 350,00 TL tedbir nafakası (TMK md. 169) ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, davalı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine" hükmedilmiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169)....
161. maddesine göre zina sebebiyle boşanma hükmü kurulması gerektiği yönünden temyiz talebinde bulunmuş, lehine hükmedilen tazminatın miktarı yönünden ise temyiz talebinde bulunmayarak kesinleştiğinden, tazminatların miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Toplanan delillerden ve yukarıda gösterilen sebeplerle, davalı-davacı kadının eşinden ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlayamadığına göre, bağımsız olarak açılan ve boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilen tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK....