Tasfiyeye konu malvarlığı, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu malın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi K A R A R Dairenin 2012/7277 Esas, 2012/6814 Karar sayılı 09.07.2012 tarihli geri çevirme yazısı ile istenilen Sakarya 2. Aile Mahkemesinin 2007/422 Esas, 2008/173 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın incelenmesinde, dosyanın davalısı ... vekili tarafından 23.02.2012 havale tarihli dilekçe ile hükmün tebliğinin yanlış adrese yapıldığı gerekçesi ile boşanma ilamındaki kesinleşme şerhinin iptaline karar verilmesinin talep edildiği; ancak, bu talebin yerel mahkemece henüz sonuçlandırılmadığı anlaşılmıştır. Eldeki temyize konu dosya ile boşanma dava dosyası arasındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle; Sakarya 2....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Dava konusu edilenlerden 3 nolu mesken, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 15.03.2012 tarihinde davacı eş tarafından satış yolu ile davalı eş adına tescil edilmiştir. Diğer talep konusu banka kredisi ise, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonra 30.04.2012 tarihinde .....bankasından davacı eş adına 10.375,00 TL ihtiyaç kredisi olarak çekilmiştir....
KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında davacı eşin; -taşınır mal -taşınmaz mal -maddi tazminat -manevi tazminat -tedbir nafakası -yoksulluk nafakası konularında beyanı alınmışken davalı eşin bu konularda ifadesi alınmamıştır. Davacının özellikle taşınır mal ve taşınmaz mal isteminin bulunmadığı hususu hüküm fıkrasında gösterilmemiştir. Oysa bu anlatım mal rejiminin tasfiyesi davasında temyiz eden davalı kadın yararına kazanılmış bir haktır. Davacı koca bu haklarından feragat etmiştir. Diğer fer'i hükümlerde hüküm fıkrasına alınmamıştır. Davalının, hükmü temyizde hukuksal yararı ve haklılığı söz konusudur. Hükmün açıkladığım gerekçelerle bozulmasına düşünüyorum....
(koca) tarafından; yoksulluk nafakası ve velayet yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; kusur tespiti, tazminatlar, nafakalar, mal rejiminin tasfiyesi, nafaka davasında ret edilen kısım için kocaya verilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan delillerden; davalı-davacının sık sık evi terk ederek birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalının da eşini beğenmediğini söylediği, boşanmaya neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduğu, davalı-davacı tarafından mal rejiminin tasfiyesi için harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir dava ve karşı davasının bulunmamasına göre, davacı-davalının tüm, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesi gereğince açmış olduğu tedbir nafakası davasının bu dava ile birleştirildiği ve kısmen...
Davacı, "mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağının tahsili" talebinde de bulunmuş, bu talebi tefrik edilmiştir. Yargılama sonunda davacının mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle bir alacağının ortaya çıkması ihtimal dahilindedir. Davalının malvarlığı ve mali gücü, maddi tazminat miktarının tespitinde önemli ise de tek başına belirleyici bir unsur değildir. Maddi tazminatın tespitinde asıl önemli olan "boşanma yüzünden kaybedilen çıkarların" kapsamıdır. Davacı 1971 doğumludur. Evlenme şansını büsbütün kaybetmiş değildir. Yoksun kaldığı mevcut menfaat, evliyken kendisine sağlanan yaşam standardı ve sosyal güvenlik haklarıdır. Beklenen bir menfaat de iddia ve ispat edilmiş değildir. Kaybedilen mevcut çıkarlar gözetildiğinde mahkemece takdir edilen maddi tazminat tarafların sosyal durumlarına göre fazladır. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Somut olayda; taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 28.09.2018 tarihinde sona ermiştir. Davacı taraf 11.03.2019 tarihinde banka havalesiyle davalının borcunu ödediği ve ödediği bu borca ilişkin talepte bulunduğuna göre, bu tarih mal rejiminin tasfiye tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, bu alacak-borç ilişkisi nedeniyle taraflar arasında 4721 sayılı TMK'nun mal rejiminin tasfiyesine ilişkin mal rejimi hükümleri uygulanmaz....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının boşanmaya ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi davası ikame ederek katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep etmiş ise de boşanma davasının sonucunun mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucunu etkileyeceğinden, boşanma kararı kesinleşmeden mal rejimi davasında karar verilemeyeceğinden, bu nedenle her iki davanın birlikte görülmesi imkanı bulunmadığından mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikini talep ettiklerini, davacının mal rejiminin tasfiyesi davası için iddiaları somutlaştırma yükümlülüğüne uymadığını, Yargıtayın yerleşik kararları gereği davacının her bir mal varlığından ne talep edildiğini açıklaması gerekmekte olup mahkemece verilen bu ara karara ve süreye riayet etmeyen davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacının hangi mal varlığından ne talep ettiği hususunun açık olmaması bir yana, talep ettiği katılma alacağı...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların 1986 yılında evlendiği, 25.02.2014 tarihinde açılan dava ile anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde, birbirlerinden katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği, yargılama sırasında alınan beyanlarında ise eşya ve mal varlığına ilişkin hiçbir mal ve alacak talep etmediklerini belirttikleri ve tarafların anlaşmalı boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili geleceğe yönelik bir anlaşma yaptıkları, aynı zamanda kesinleşen anlaşmalı boşanma kararının hüküm kısmının iki numaralı bendinde tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği ve kararın bu hali ile kesinleştiği, davayı sonuçlandırmaya yeterli kesin delilin varlığı tespit edildiği için dava dilekçesinde talep edilen delillerin toplanmadığı...
TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar aralarında başka bir mal rejimi seçildiğini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Temyiz incelemesine konu dava, boşanma dava dilekçesiyle birlikte ve talep tutarından harcı yatırılmak suretiyle açılmış, ... Aile Mahkemesi'nin 2008/939 Esas sayılı dosyasında 10.11.2010 tarihli yargılama oturumunda mal rejiminin tasfiyesine ilişkin isteğin tefrikine karar verilmiş, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra tefrik işlemleri gerçekleştirilerek yeni dosya numarasını almıştır....