Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; eşler, 16.01.1992 tarihinde evlenmiş, 28.07.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı m. TKM 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 3528 ada 4 parsel 23 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 26.01.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

    Söz konusu beyan ve boşanmanın mali ve ekonomik sonuçları itibari ile ilgili tarafların anlaşmaların açık ve ayrıntılı olduğu, dava konusu edilen taşınmazlar ve taşınmazlara ilişkin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin anlaşma yaptıkları konusunda açıklık olmadığından ve davacı tarafın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinden feragat ettiği sonucuna varılamaz. Bu nedenle, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ve Dairemiz'in yerleşmiş içtihatlarına göre, feragatın açık, anlaşılır ve tereddütsüz olması gerektiğinden davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin feragat ettiğinin kabulü doğru olmamıştır. Şu durumda, mahkemece davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp, deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından bozulması gerekmiştir....

      Eşler, 22.02.1992 tarihinde evlenmiş, 24.07.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.06.2004 tarihinde satış suretiyle pay temliki+birleştirme yoluyla davalı-birleşen davacı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Söz konusu taşınmazın öncesinin davalı-birleşen davacı eş ...'...

        olduğu, taraflar arasında boşanma davası bulunmadığı, mal rejiminin tasfiyesi davasında boşanma davası bulunmasının dava şartı olduğu, ayrıca mal rejiminin tasfiyesi davalarında bedel talep edilebileceğinden taşınmazın tapusunun iptaline karar verilmeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

          Taraflar 17.08.2006 tarihinde evlenmişler; 28.04.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 19.04.2012 tarihinde kebinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasınaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz 28.03.2008 tarihli satış sözleşmesi ile davalı adına satın alınmıştır. Dava, taşınmazın edinme tarihi itibariyle mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağına ilişkindir. Tarafların boşanmasına ilişkin ...... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 2010/116 Esas ve 2011/4 Karar sayılı ilamı 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğundan taraflar arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi olan 28.04.2010 tarihinde sona ermiştir....

            Somut olaya gelince; eşler, 11.12.1987 tarihinde evlenmiş, 30.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 29.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığ ı(743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 42 KG 300 plakalı 2010 model Ford marka araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.10.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

              Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir” şeklindeki tanıma göre edinilmiş mal kavramının üç unsurdan oluştuğunun kabulü gerekir. Bunlardan ilki; edinilmiş mal, mal rejiminin devamı süresince diğer bir ifadeyle yasal mal rejiminin başlangıcından sonuna kadar olan süreç içinde edinilmiş olmalıdır. Bu unsur gereğince eşler arasında yasal mal rejiminin başladığı tarihten önce edinilmiş olanlar ile mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilmiş olan malvarlıkları diğer unsurlara bakılmaksızın, o eşin kişisel malı sayılır. İkincisi “karşılığı verilerek edinilmiş” olmalıdır, kaldı ki bu unsur esasen “edinilmiş mal” tanımının başlıca koşuludur, zira bir malın yasal mal rejimi kapsamında edinilmiş mal sayılması, bu malın ivazlı şekilde elde edilmiş olmasına bağlıdır....

                TMK'nın 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına yasal bir engel yoktur. Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 02/05/2016 tarihinde evlenmiş, 24/09/2018 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 04/12/2018 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son)....

                Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal aynlığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10. TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 3 nolu mesken, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 27.02.1997 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı kadın ziynet eşyalarını vermek suretiyle katkıda bulunulduğunu iddia etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı TMK 179 m). Dosya içeriği, toplanan deliller, düğün fotoğrafları, tanık beyanları gözetildiğinde davacı-davalı ...'nin kişisel mal olan altınları ile dava konusu yapılan taşınmaza katkıda bulunduğunun kabulü gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nin 240. maddesine dayalı mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu