WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM madde 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilm... mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK madde 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime il...kin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK madde179). Kural olarak mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilm... mallar, tasfiye anındaki değerleniyle hesaba katılırlar (TMK. madde 235/1). Eşlerin k...isel malları ile edinilm... malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır (TMK. madde 228/1). Bu açıklamalara göre belirlenebilir beklemeceli hakların da mal rejiminin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece, davacı ...'nın davalı ...'...

    Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ........ Akkaya ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 1. ........ Mahkemesi'nden verilen 21.06.2012 gün ve 351/523 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1998 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde davalının ...........

      Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. c-Davacı erkek, dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında mal rejiminin tasfiyesi yönünden de talepte bulunmuştur. Dava dilekçesindeki başvurma harcının tüm istekleri kapsadığı nazara alınarak, boşanmanın fer'isi niteliğinde olmayan bu talep hakkında davacı erkeğe talebinin değerini açıklattırıp, bu değer üzerinden nispi harcın tamamlattırılması (Harçlar Kanunu m.30-32) , harcın tamamlanması halinde taraflar arasındaki boşanma kararı da kesinleştiğine göre, mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale gelmekle (TMK m. 225), bu konuda karar verilmesi, aksi taktirde Harçlar Kanununun 31. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu hususta yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının dava dilekçesinde boşanma, ziynet eşyası ve mal rejiminin tasfiyesi istemleri bulunmaktadır. Mahkemece; kısa kararda her üç istemi de kapsayacak şekilde davanın reddine karar verildiği halde, kararın gerekçesinde ise davanın sadece Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası olduğu belirtilerek kısa karar ile hükmün gerekçesi arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (6100 s....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından, kendi davası bakımından, davalı-davacı tarafından da birleştirilen boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesi talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebepler ve özellikle kocanın davası hakkında bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına ve davalı-davacı vekilinin 17.06.2014 tarihli duruşmada "mal rejiminin tasfiyesiyle ilgili ayrı dava açtıklarını" ifade etmiş olmasına, bu durum nazara alınarak bu konuda karar tesis edilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl dava boşanma yönünden kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden, boşanma ve ferileri ile ziynet alacağına ilişkin talepleri kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, mal rejiminin tasfiyesi talebinin kabulü ile 66.259,37 TL katılma alacağının TMK 236/2 gereğince kaldırılmasına karar verilmiş olup, hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

              Aile Mahkemesinin 2020/606 Esas ile açılmış olan davadaki talebin ''Mal Rejiminin Tasfiyesi'' talebi olduğunu, bu istemin dayanaklarından biri olan İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 2018/56 Esası ile hali hazırda istinaf incelemesinde olan boşanma istemli davanın derdest olduğunu, müvekkilinin bu süreçte davalının bir başka kadınla ilişki yaşadığını tespit etmiş olup İstanbul 9....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile TMK 166/3. maddesi uyarınca boşandıklarını, boşanma protokolü ile davalı adına kayıtlı taşınmazın kredi borcu bittikten sonra satılacağı ve bedelinin yarısının kendisine verileceğini kararlaştırdıklarını, ancak boşandıktan sonra davalının borçları nedeniyle taşınmaza haciz işlemi uygulandığını, taşınmazın satılma riskinin olduğunu, bu nedenle TMK 225/2. maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, yargılama sonunda taşınmazın tapu kaydının yarısının iptal edilerek kendi adına tescilini talep etmiş, mahkemece yapılan 12.06.2017 tarihli duruşmada da taraflar arasındaki ihtilafın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu tespit edilmiş, duruşmada hazır olan her iki...

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, kendisine bilgi vermeden, boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi- katılma alacağı davasından feragat ettiğini, mahkemece lehlerine ücreti vekalete hükmedilmediğini, davanın feragat nedeniyle reddedilmesinde bir kusurları bulunmadığını, bu nedenlerle lehine vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

                  Eşler 22.10.1987 tarihinde evlenmişler, 03.10.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.09.2013 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 09.07.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas 2013/520 Karar sayılı kararı) kabulü de bu yöndedir....

                    UYAP Entegrasyonu