"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı - Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, tüm yönlerden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.01.2014 günü temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı ... ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, her iki boşanma davası, fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında mal rejiminin tasfiyesi yönünden de talepte bulunmuştur....
Yine duruşma sırasında; evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar konusunda bir taleplerinin bulunmadığını ileri sürmüşler, HUMK.nun 151 (6100 sayılı HMK.nun 154 vd.) maddesi uyarınca tutanağı imzalayarak beyanlarını onaylamışlar, boşanma kararının 2 nolu bendinde ise; taraflar anlaştıklarından mal rejiminin tasfiyesi konusunda karar verilmesine yer olmadığı” açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre; tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, davacının bu yöndeki hakkından feragat ettiği, duruşma sırasındaki beyanlarını tutanağı imzalayarak teyit ettiği anlaşıldığından mahkemece, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, katkının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de hüküm, redde ilişkin olup sonucu itibarı ile doğru bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, HUMK.nun 388/4....
Mal rejiminin tasfiyesine yönelik talebin incelenebilir hale gelmesi için mal rejiminin sona ermesi gerektiği ( TMK. md.225/2) dikkate alınıp bu talep yönünden davanın tefriki ile boşanma davasının sonucunun beklenilmesi gerekmekte ise de; tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği, bu durumda kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin incelenebilir hale geldiği gözetilerek, bu hususta taraflara delil ibraz etmeleri için mehil verilip, gösterdikleri taktirde delilleri toplanıp sonucuna göre bu talebin esası hakkında karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, anlaşmalı boşanma davasından sonra açılan mal rejiminin tasfiyesi, tapu iptal tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesi. 3....
O halde, boşanma kararı ile hüküm altına alınan manevi tazminatın edinilmiş mal olarak kabulü ile davalı yararına ve onun edinilmiş malının borcuymuş (pasifiymiş) gibi hesaptan düşürülmesine zaten olanak bulunmamaktadır. Şu gerçek olguyu da saptamakta yarar vardır. Her şeyden önce eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. TMK'nun 219/1. fıkrasında; yer alan “… bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleri…” ibaresi ile aynı Kanun'un 231/1. fıkrasındaki, “…bu mallara ilişkin borçlar…” tanımı birlikte gözetildiğinde mal rejiminin sona erdiği tarihte eşlerin mal varlıkları arasında maddi ve manevi tazminat diye bir mal mevcut bulunmamaktadır. Çünkü maddi ve manevi tazminat ancak boşanma kararının kesinleştiği tarihte belirginleşmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında Konya 7.Aile Mahkemesi 2021/1440 esas sayılı dosyasında açılan boşanma davasının halen derdest olduğu, davacı tarafından açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davalının yetki itirazı kabul edilmiş ise de; TMK 214....
Tunca vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, 20.000-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK.nın 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler, 04.09.1996 tarihinde evlenmiş, 05.10.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK.nın 225/son)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına ve mal rejiminin tasfiyesine karar verildiği görüşünden hareketle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır....
Somut olaya gelince; eşler, 27.01.1995 tarihinde evlenmiş, 25.09.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu mal, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 05.09.1997 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı erkek muhasebeci olarak, davalı kadın ise satış temsilcisi olarak çalışmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı TMK 179 m)....