Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 26.09.2014 tarihinde kesinleşen 17.09.2014 tarih ve 2014/358 esas -2014/427 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşandıkları, mahkemece tasdikine karar verilen anlaşmalı boşanma protokolünde davalı- karşı davacı adına kayıtlı 6932/7 parsel sayılı 9 numaralı konut niteliğindeki taşınmazın tapu kaydına ortak çocuğun ergin olacağı tarihe kadar 3. kişilere satışının engellenmesi bakımından şerh konulması yönünde bir düzenleme olmadığı gibi, bu yönde bir anlaşma olduğu hususunda boşanma kararında da bir hükmün bulunmadığı, tarafların anlaşmalı boşanma kararından sonra aralarında yaptıkları "Anlaşmalı boşanma protokolünün uygulanma hükümleri" başlıklı 17.09.2014 tarihli ek protokol ile bu konuda düzenleme yaptıkları anlaşılmaktadır. Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz (TMK m. 184/5)....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması için, bu hakka sahip olanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirmediğinin gerçekleşmesi ya da çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması gerekir (TMK.m.348)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Irmak 28.08.2008 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 03.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir. işbu dava ise, 02.03.2016 tarihinde açılmıştır....
Davacı yan, duruşmada ise 3.750.00 TL yoksulluk nafakası talep etmiş, velayetin değiştirilmesi talebinden ise vazgeçmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında nafaka ödemeyi kabul etmediklerini,davanın reddini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; davacı yararına aylık 2.500.00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, velayetin değiştirilmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki belgelerden tarafların birbirleri aleyhine boşanma davası açtıkları, kadının açtığı boşanma davasının reddedildiği, erkeğin açtığı karşı boşanma davasının ise kadının eşine hakaret ettiği, eve geç geldiği, evi terkettiği, davranışları ile evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesi ile kabul edildiği, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine karar verildiği, boşanma kararının 17/01/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Velayetin düzenlenmesi kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece boşanma kararı verildiğine göre bu kararla birlikte ortak çocuklardan .... velayeti yönünden de bir düzenleme yapılması (TMK m. 336) gerekir. Bu hususun nazara alınmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1 ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davacının iştirak nafakasına yönelik temyizinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.11.2015 (Pzt.) .......
Aile Mahkemesinin 2022/338 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı ve aralarında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının erkeğin davasında verilen boşanma kararı hariç olmak üzere tümüyle kaldırılmasına, tarafların istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına" kesin olmak üzere karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra dosya Tekirdağ 2. Aile MAhkemesinin 2023/9 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği, Tekirdağ 1. Aile Mahkemesinin 2022/338 Esas sayılı dosyasının bu dava ile birleştirildiği, davanın derdest olup duruşma gününün 17.10.2023 tarihine bırakıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesinde açılan dava evlilik birliği devam ederken velayet düzenlenmesi ve müşterek evin tahsisi talepli dava olmakla derdest boşanma davası ile birleştirilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Tedbiren Velayet ve Boşanma Taraflar arasındaki Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayanan "nafaka ve velayetin tedbiren düzenlenmesine" ilişkin dava ile bağımsız olarak açılan "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat istekleri yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı (kadın) tarafından “nafaka ve velayetin tedbiren düzenlenmesine” ilişkin bağımsız bir dava açıldığına göre, bu dava sebebiyle kadın yararına ayrıca vekalet ücreti tayininde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davalı-davacı (koca)’nın bu...
GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin düzenlenmesi, iştirak nafakası, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir....
KARŞI OY Boşanma kararıyla müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmış olması, velayetin kullanılmasına (TMK.m.182/2) ilişkin olup, bu nitelikteki bir karar, babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki kanundan doğan (TMK.m.335/1) velayet hakkını kendiliğinden kaldırmaz. Kullanılması kendisinde olmasa bile hak varlığını kaldırılmadığı sürece devam ettirir. Bu bakımdan, mahkemece, ayrıca babanın çocuklardan Hümeyra üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğrudur. O nedenle değerli çoğunluğun yukarıda 2.maddenin (b) bendinde yer alan "velayet babaya verilmediği halde, verilmeyen velayetin kaldırılmasına da karar verilemeyeceğine" ilişkin gerekçesine ve hükmün bu yönden düzeltilmesine katılmıyorum. Kaldırma kararı doğrudur ve onanmalıdır....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....