Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekiller tarafından yürütülen katılma alacağı davası henüz boşanma davası sonuçlanmadan açılmış, boşanma davası da feragat ile sonuçlanmıştır....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    İstinaf Sebepleri Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın görülmesine engel kesin hüküm söz konusu olmadığı, anlaşmalı boşanma ilamının hüküm kısmında katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminden doğan alacak, ziynet eşyası ve sair hak ve alacak talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesine veya katılma alacağına ilişkin verilen bir karar olmadığı, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin hatalı olduğu, taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir protokol olmadığı, davacının mal rejimi alacağından feragat etmediği ya da davalı ile sulh olmadığı, boşanma kararında boşanmanın mali sonuçları ve mal rejiminin tasfiyesinin hükme bağlanmadığı, boşanma davasının görülmesinin ve protokolün hazırlanması aşamalarının tamamen davalının kontrol ve tasarrufu altında gerçekleştirildiği, kararda hükmedilen...

      Davalı- karşı davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda karşı dava ile TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddinin, kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet eşyası davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunun; açıklandığı üzere erkek tarafından gösterilen deliller ile kadının boşanmaya karar verilmesini gerektirir kusur durumunun ispat edilemediği, kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet eşyasına ilişkin davaların gösterilen deliller ile ispat edildiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddinin, boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumunun, kadının boşanma davasının kabulünün ve gerekçesinin yaşı küçük müşterek çocukların velayet haklarının anneye verilmesine ilişkin karar ve karar gerekçesinin, müşterek çocuklar için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine boşanma nedeni ile takdir edilen maddi ve manevi tazminat ve miktarlarının, kadının kişisel ziynet eşyalarına ilişkin alacak davasının kabulüne...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2023/100 ESAS, 2023/119 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıyla boşanma ve ferileri konusunda anlaştıklarını, aralarında protokol düzenlediklerini, anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yargılama aşamasında "Protokoldeki imza bana aittir. Her hangi bir zorlama olmadan kendi hür irademle imzaladım. Müşterek çocuğumuzun velayetinin tarafıma verilmesini istiyorum....

      Maddesine göre, boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona erdiğinden, boşanma davası sonrasına ilişkin kredi ödemesinin, bu davaya konu edilemeyeceği anlaşıldığından , müvekkili tarafından yapılmış olan bu ödemenin tahsili için işbu davanın açıldığından bahisle, müvekkili tarafından boşanma davasının açıldığı 05/05/2011 tarihinden sonra ödenmiş olan 80.127,68 TLnın ödeme tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın bir alacak davası olduğunu, son kredi taksitinin 25/12/2013 tarihi olduğunu ve 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazları olduğunu, davanın yine Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesinin 2012/460 esas sayılı dosyasında bu kredi taksitlerini talep ettiğinden derdestlik itirazları olduğunu, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, usul ve esasa ilişkin itirazları kapsamında davanın reddini savunmuştur....

      Dosya arasında bulunan tarafların boşanmasına ilişkin ... ....Aile Mahkemesi'nin 2012/917 esas-2012/997 karar sayılı dosyanın incelenmesi neticesinde, ....07.2012 tarihli protokol uyarınca tarafların TMK'nun 166/....maddesi gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünde söz konusu protokolün onaylandığı anlaşılmaktadır. Protokolde “Taraflar bunların dışında birbirlerinden menkul ve gayrimenkul hak talebinde bulunmayacaklardır” şeklinde beyanda bulunmuşlar, birlikte imzaladıkları ....07.2012 tarihli bu protokolü boşanma dava dosyasına sunmuşlar, mahkemece söz konusu protokol esas alınarak tarafların boşanmalarına ve protokolün onaylanmasına karar verilmiştir. Taraflarca boşanma dava dosyasına sunulan menkul ve gayrimenkul hak talebinde bulunmayacaklarına ilişkin beyanları ...'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsar....

        Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar anlaşmalı olarak ... ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2015/108 E., 2015/79 K. sayılı kararı ile boşandıkları, boşanma dosyasındaki protokolün 2. Bendinde "NAFAKA VE TAZMİNAT HUSUSU: ... olarak davacı ... davalı ... ...'a 30.000 TL ödeme yapacak...", 4. bendinde 'EŞYALAR HUSUSU: Taraflar özel ev eşyaları konusunda anlaşmışlardır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Protokole Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 18.05.2015 tarihli dava dilekçesindeki açıklamalarına ve talep sonucuna göre dava, boşanma protokolünden kaynaklı alacak talebine ilişkin olup, davacının İcra İflas Kanununun 67.maddesi kapsamında genel haciz yoluyla takibe vaki itirazın iptali talebi bulunmadığı gibi yargılama aşamasında bu konuda yapılan bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Hakim taleple bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davacının itirazın iptali yönünden bir talebi bulunmadığına göre, boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkin bu davada İcra İflas Kanununun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün değildir....

            Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddine alacak talebinin kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 179. maddesi hükmüne göre, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 31.07.1993 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 12.02.2007 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır....

              UYAP Entegrasyonu