Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

    Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

      Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

        Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

          Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

            Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

              Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

                Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

                  Bu kişilere verilen yardım, 506 sayılı Kanunda "dul ve yetim aylığı" olarak, 5510 sayılı Kanunda ise "ölüm aylığı" şeklinde yer almaktadır. 506 sayılı yasanın 23. maddesi ve 5510 sayılı yasanın 34. maddesinde, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Temyize konu dosyada, aylık alan kadının durumu, "evli olup da sonradan boşanan" statüsünde yer almaktadır. Davanın konusu, bu sanığın hak sahibi olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapılmakta, “fiili durum” ile ilgili anlatım yer almaktadır. Buna göre, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

                    Soyadı Kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız olup kayıt malikinin açık nüfus kaydında da soyadının yazılı bulunmadığı sabittir. Hal böyle olunca "A..."ın soyadının Kılıç olarak tespitine karar verilmesi doğru değil ise de bu husus bozmayı ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hüküm fıkrasının 1.bendinin ikinci ve üçüncü satırında yazılı “soyadının "KILIÇ" olarak tespitine” cümlesi çıkartılarak hükmün bu şekilde HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu