Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 13.11.2009 günlü ve 2009/577-508 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2010 gün ve Hukuk-2010/121824 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı tarafından açılan davada "D… ……" olan soyadının kızlık soyadı olan "S… ….." olarak değiştirilmesini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ancak davacının kayıtlara göre hala J… ….. D… ….. ile evli olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 187. maddesinde "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlenme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir....
Bu durumda kadının velayet hakkına dayanılarak çocuğun soyadını belirleme hakkı kapsamında dava açabilmesine olanak bulunmakla bereber, açılan davada;annenin soyadının çocuğa verilmesi talebinin kabulünün zorunlu olacağı ; başka bir ifade ile davanın kabulü zorunluluğu bulunduğu anlamına gelmez .Boşanma sonucu velayet hakkının anneye verilmiş olması, yalnız başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için bir gerekçe olamaz. Esasen hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Yasal mevzuat ve Anayasa Mahkemesinin kararında bahsi geçen Uluslararası sözleşme hükümleri gereğince bu türden bir talebin yapılabileceği konusunda duraksama bulunmamakla beraber iş bu talebin yargılamasında “küçüğün yüksek menfaati”nin de soyadı değişikliğini haklı kılmasını ispat zorunluluğu mevcuttur. Bu haklılığı ispat yükümlülüğü de bunu iddia edecek olan davacı yana aittir....
Dairemizin 12.12.2018 tarihli kararı ile sözlü yargılamanın usule uygun yapılmadığından bahisle karar bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkeme en son 19.09.2019 tarihi kararı ile bu kez “Davalı kadının kocasının ailesini aşağıladığı, çocuklarıyla ilgilenmediği evde temizlik ve ev işlerini yapmadığı, davacı adamın ailesinin ise müdahale ettiği, davalı kadını hakir gördükleri ve şiddet izi bulunduğu” davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, söz konusu bu karar yine davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Kadın yönünden oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle ilk kararlarda kadına yüklenmeyen “Kocasının ailesini aşağıladığı, çocuklarıyla ilgilenmediği, evde temizlik ve ev işlerini yapmadığı” vakıaları kadına kusur olarak yüklenemeyecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bekarlık Soyadının Evlendikten Sonra Tek Başına Kullanılmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, kocasının soyadı bulunmaksızın, sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmesini istemiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğü'nü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi ...'ın hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı-davalı erkek vekili, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü kararının hatalı olduğunu, davalı tarafın çalıştığını, müvekkilin kusuru olmadığını, hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, kusurlu tarafın davalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması yönünden temyiz yasa yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin boşanma davasının reddi şartlarının doğru olup olmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1....
AİHM'in, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır...Anayasa'nın 90. maddenin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kanun hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * davacı kocanın başka bir kadınla yaşamasına karşın davalı kadının da kocasının hastalığı ile ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurun ağırlığının davacı kocada bulunduğu ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu davalı kadının maddi ve manevi tazminat isteminin olmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.04.2009 (Çrş.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2020 NUMARASI : 2020/819 ESAS 2020/763 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021 Kayseri 4. Aile Mahkemesi'nin 2020/819 Esas 2020/763 Karar sayılı ilamı resen istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; özellikle davalı kadına yüklenen “Sosyal medya hesaplarında kızlık soyadının kullanması” bu kişinin güven sarsıcı davranışının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği gibi, güven sarsıcı davranış olarak da nitelendirilemeyeceğinden mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. 3-Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin birliği ailesinin müdahalesine açık hale getirdiği, kadına ekonomik şiddet uygulayarak kadının bir kaç kez abisinden para istemek mecburiyetinde bıraktığı, kadının ise; eşine karşı “orospu çocuğu, şerefsiz” dediği, kocasının annesini istemediği, kocasının ailesi ile görüşmek istemediği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının da kabulünün gerektiğini ancak erkeğin davasıyla boşanmanın kesinleştiğini bu nedenle kadının boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığını belirterek istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1....