İddianamede atılı dolandırıcılık suçu açısından; Sosyal Güvenlik Kurumundan aylık almaya hak sahibi olan kişiler, aylık bağlanmasını gerektiren sosyal güvenlik yasalarının amacı, mahkemeden alınan boşanma kararının sadece aylık almak için kullanması konuları değerlendirilmelidir. HAK SAHİPLERİ : Katılan Sosyal Güvenlik Kurumunun dul ve yetim aylığı bağlayacağı kişiler; karı, koca, çocuklar, ana, baba olarak sayılmaktadır. Kız çocuğu yönünden, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....
bulunduğunu ispat edememiştir. (40) yıl kocasının soyadını taşımış olması, boşandıktan sonra aynı soyadını kullanma talebini haklı göstermez....
Aile Mahkemei DAVA TÜRÜ :Soyadı Kullanma İzninin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı kadının yeniden evlendiğine ilişkin nüfus kaydının celbedilip eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 22.05.2006 (Pzt.)...
Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir. Ayrıca, 5510 sayılı yasanın 35. maddesinde yer alan, "Hak sahiplerine bağlanan aylık alma şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir." düzenlemesi uyarınca kurum tarafından yapılan araştırmada kadının eski kocasıyla beraber yaşadığı tespit edilmesi durumunda kadına verilen aylık kesilmektedir. Beraber yaşadığı tespit edildiğinde aylığı kesildiğine göre, ilk kuruma başvuruda bulunulduğu sırada kurum bu durumu bilseydi aylık bağlamayacağı sonucu çıkmaktadır. O halde, yardım almanın ön koşulu “yaşamsal olarak dul” olmaktır....
Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir. Ayrıca, 5510 sayılı yasanın 35. maddesinde yer alan, "Hak sahiplerine bağlanan aylık alma şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir." düzenlemesi uyarınca kurum tarafından yapılan araştırmada kadının eski kocasıyla beraber yaşadığı tespit edilmesi durumunda kadına verilen aylık kesilmektedir. Beraber yaşadığı tespit edildiğinde aylığı kesildiğine göre, ilk kuruma başvuruda bulunulduğu sırada kurum bu durumu bilseydi aylık bağlamayacağı sonucu çıkmaktadır. O halde, yardım almanın ön koşulu “yaşamsal olarak dul” olmaktır....
soyadı olarak boşanılan eşin soyadını kullanmasında artık hukuki menfaat kalmadığını, yeni eşinden de çocuğu olduğunu, bu soyadın hayatını zorlaştırmaya başladığını belirterek ilk eşine ait EPİKMEN soyadının kullanım izninin kaldırılması ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, davacının evlendikten sonra kocasının soyadını değil salt kızlık soyadının kullanılmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. Davada nüfus kayıtlarında herhangi bir düzeltme veya değişiklik istenilmemektedir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; velayet hakkının anneye verilmiş olmasının yalnız başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, baba kız ilişkilerinin tanık beyanları ile ispatladıklarını davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbir şekilde çocuğun üstün menfaati ile uyuşmadığını mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava boşanan kadının velayeti altındaki çocuğa kendi soy adının verilmesi davasıdır HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 55.maddesine göre, evlenen kadın kocasının soyadını alır. Kadın kocasının soyadı ile birlikte önceki soyadını da taşımak istediğini evlenme sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna, evlenme sırasında müracaat etmemiş ise daha sonra nüfus müdürlüğüne başvurarak yazılı olarak talep edebilir. Davacı evlenme sırasında bu başvuruyu yapmamış olup halen sadece eşinin soyadını kullanmaktadır. Davacının bekarlık hanesi nüfus kaydının evlenme nedeni ile kapalı olduğu dikkate alınarak, bekarlık hanesindeki soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca yine aynı maddede kadının kendi soyadını da kocasının soyadı ile birlikte kullanabileceği belirtilmiştir. Bu düzenleme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince özel hayata müdahale olarak kabul edilmiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Ve 14. Maddelerine aykırı bulunmuştur. İç Hukukta bu konuda yeni yasal düzenlemeler yapılmamıştır. Ancak Milletlerarası antlaşmalara üstünlük tanınması gerekir. Davacı KTÜ Mimarlık Fakültesinde araştırma görevlisi olup doktora çalışmasını devam ettirmektedir. Evlenmeden önce yaptığı çalışmalarında evlilik soyadı bulunmadığından sonraki çalışmalarında ise evlilik soyadı bulunduğundan çalışmalarının karıştırıldığı ve akademik meslek hayatında sıkıntıya neden olduğu gerekçesi haklı bir nedendir. Davalı eş de davacı kadının sadece kendi soyadını kullanmasına muvafakat etmektedir....