Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar Durdu ve Meryem dava dilekçesinde, nüfus kaydındaki "..." olan soyadlarının "Kayak" olarak değiştirilmesini istemişler; mahkemece davanın kabulü ile davacıların soyadının düzeltilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı ... Müdürlüğünce sadece davacı ... yönünden temyiz edilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelere, özellikle aile nüfus kayıt tablosu içeriğine göre davacı ..., Ali ile evli olup kocası Ali'nin nüfus kaydındaki soyadı "..."dır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacılardan Durdu, Ali ... ile evli olup, evlenmekle kocası Ali ...'ın soyadını almıştır....

    bulunduğunu ispat edememiştir. (40) yıl kocasının soyadını taşımış olması, boşandıktan sonra aynı soyadını kullanma talebini haklı göstermez....

      İddianamede atılı dolandırıcılık suçu açısından; Sosyal Güvenlik Kurumundan aylık almaya hak sahibi olan kişiler, aylık bağlanmasını gerektiren sosyal güvenlik yasalarının amacı, mahkemeden alınan boşanma kararının sadece aylık almak için kullanması konuları değerlendirilmelidir. HAK SAHİPLERİ : Katılan Sosyal Güvenlik Kurumunun dul ve yetim aylığı bağlayacağı kişiler; karı, koca, çocuklar, ana, baba olarak sayılmaktadır. Kız çocuğu yönünden, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına" aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir....

        soyadı olarak boşanılan eşin soyadını kullanmasında artık hukuki menfaat kalmadığını, yeni eşinden de çocuğu olduğunu, bu soyadın hayatını zorlaştırmaya başladığını belirterek ilk eşine ait EPİKMEN soyadının kullanım izninin kaldırılması ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, davacının evlendikten sonra kocasının soyadını değil salt kızlık soyadının kullanılmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. Davada nüfus kayıtlarında herhangi bir düzeltme veya değişiklik istenilmemektedir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir. Ayrıca, 5510 sayılı yasanın 35. maddesinde yer alan, "Hak sahiplerine bağlanan aylık alma şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir." düzenlemesi uyarınca kurum tarafından yapılan araştırmada kadının eski kocasıyla beraber yaşadığı tespit edilmesi durumunda kadına verilen aylık kesilmektedir. Beraber yaşadığı tespit edildiğinde aylığı kesildiğine göre, ilk kuruma başvuruda bulunulduğu sırada kurum bu durumu bilseydi aylık bağlamayacağı sonucu çıkmaktadır. O halde, yardım almanın ön koşulu “yaşamsal olarak dul” olmaktır....

            Madde metninde, boşanma kararından söz edilmeyip “bir olgu” tanımı yapıldığından, "boşanan" kelimesinin fiilen boşanan ve "yaşamsal olarak dul” kalan şeklinde anlaşılması gerekir. Ayrıca, 5510 sayılı yasanın 35. maddesinde yer alan, "Hak sahiplerine bağlanan aylık alma şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir." düzenlemesi uyarınca kurum tarafından yapılan araştırmada kadının eski kocasıyla beraber yaşadığı tespit edilmesi durumunda kadına verilen aylık kesilmektedir. Beraber yaşadığı tespit edildiğinde aylığı kesildiğine göre, ilk kuruma başvuruda bulunulduğu sırada kurum bu durumu bilseydi aylık bağlamayacağı sonucu çıkmaktadır. O halde, yardım almanın ön koşulu “yaşamsal olarak dul” olmaktır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; velayet hakkının anneye verilmiş olmasının yalnız başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, baba kız ilişkilerinin tanık beyanları ile ispatladıklarını davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbir şekilde çocuğun üstün menfaati ile uyuşmadığını mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava boşanan kadının velayeti altındaki çocuğa kendi soy adının verilmesi davasıdır HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Boşandığı Kocanın Soyadını Kullanmasına İzne İlişkin Kararın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.06.2015 (Salı.)...

                Ayrıca yine aynı maddede kadının kendi soyadını da kocasının soyadı ile birlikte kullanabileceği belirtilmiştir. Bu düzenleme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince özel hayata müdahale olarak kabul edilmiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Ve 14. Maddelerine aykırı bulunmuştur. İç Hukukta bu konuda yeni yasal düzenlemeler yapılmamıştır. Ancak Milletlerarası antlaşmalara üstünlük tanınması gerekir. Davacı KTÜ Mimarlık Fakültesinde araştırma görevlisi olup doktora çalışmasını devam ettirmektedir. Evlenmeden önce yaptığı çalışmalarında evlilik soyadı bulunmadığından sonraki çalışmalarında ise evlilik soyadı bulunduğundan çalışmalarının karıştırıldığı ve akademik meslek hayatında sıkıntıya neden olduğu gerekçesi haklı bir nedendir. Davalı eş de davacı kadının sadece kendi soyadını kullanmasına muvafakat etmektedir....

                UYAP Entegrasyonu