Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 187 inci maddesinde evli kadının soyadının, kocasına bağlı olarak değişebileceği, kocasının soyadında bir değişiklik olmadıkça evlenen kadının, kocasının soyadını taşımak zorunda olduğunun düzenlendiği, eldeki davanın 4721 sayılı Kanun'un 187 inci maddesi hükmüne rağmen kadının evlilik birliği içinde sadece kendi soyadını kullanmasına yönelik olarak açıldığı, Anayasanın 90 ıncı maddesi uyarınca, usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, buna göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Antlaşma hükümlerinin esas alınacağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesi, özel hayata ve aile hayatına saygıyı ifade ederken, 14 üncü maddesinin cinsiyete dayalı ayrımcılığı yasakladığı, Avrupa İnsan...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin-Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Kararın davalılardan ...'a tebliğine dair belge dosyada bulunmamaktadır. Tebliğ edildi ise belgesinin dosyaya alınmasına, edilmesi ise tebliğine, 2-Temyiz dilekçesinin davalılar...'e tebliği "birlikte sakin anneleri ... olarak, davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu 39.madde gereğince hasıma yapılan tebliğ geçersizdir. Temyiz dilekçesinin usule uygun şekilde davalılara tebliği ile eksiklik giderildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2009 (Pzt.)...
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 59. maddesinin bir nolu bendinde "Boşanan kadının koca hanesindeki kaydı kapatılıp önceki soyadı verilerek, bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu hanedeki nüfus kaydı açılır." üç nolu bendinde ise "Hakim, boşanan kadının kocasının soyadını taşımasına izin vermiş ise kadın bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu haneye, taşımasına izin verilen koca soyadı ile döner ve burdaki nüfus kaydı açılır" hükmü getirilmiştir....
Yukarıda özetlenen dilekçe içeriğine, dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 173. maddesine dayalı boşanan kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine yöneliktir. 6100 sayılı HMK'nun "Görevin Belirlenmesi ve Niteliği" başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından, davanın aile mahkemesince görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus düşünülmeden işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Kadının, boşandığı kocasının soy ismini kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa; istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. (TMK.md.173/2) Koca, koşullarının değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; imam nikahlı eşi ile aynı çatı altında yaşamadığını, kendisinin Bulgaristan'da yaşadığını, hiç kimsenin kendi muvazaasından faydalanamayacağı, yeniden çocuk sahibi olmasının bu davada gerekçe gösterilemeyeceğini, bunun özel yaşantısını ihlal niteliği taşıdığını, ortak çocuğun yaşadığı çevre okula başlayacak olması yaşayabileceği sorunlar dikkate alındığında davacının soyadını kullanmaya devam etmek istediğini kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinde düzenlenen boşanan kadının eşinin soyadını kullanmasına izin koşullarının değişip değişmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
Durum böyle iken mahkemece sadece bozma sonrası yapılan yargılama giderleri gözetilerek hüküm tesisi gerektiği halde, kesinleşmiş olan vekalet ücreti yönünden de, davacı kadın yararına yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olduğu gibi, davacı kadının davalının soyadını kullanmaya izin talebi de reddedildiğine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı erkek yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.10.2015(Çrş.)...
Dava; evli kadının münhasıran evlenmeden önceki soyadını kullanılmasına izin verilmesine ilişkindir. Davacı, 14/09/1996 tarihinde davalı Nasuh ile evlenmekle yasa gereği kocasının soyadı olan " LALEDEMİR" soyadını almıştır. Eldeki dava ile evlenmeden önceki yani kızlık soyadı olan " NESLİ" soyadının kullanılmasına izin verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne , davacıya kızlık soyadı olan " NESLİ" soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiş , hüküm davalı Akdeniz T2 tarafından istinaf edilmiştir. Kızlık soy ismini kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 ve Anayasa'nın 14.maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanmalıdır. Aksi durum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4. maddesine aykırılık teşkil edecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 13.11.2017 gün ve 2016/23110 - 2017/12547 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Mahkemece; evlenen kadının kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesi davasının Davalı T4 vekili tarafından kabul edildiği, Nüfus İdaresi Temsilcisinin ise davayı kabul etmediği, bizzat dinlenen tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; evlilik birliğinin kurulması ile birlikte davacının davalıya ait "Boyacıoğlu" soyadını aldığı, ancak evlenmeden önceki kızlık soyadını kullanmak istediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/2- 889 Esas 2015/2011 Karar sayılı 30/09/2015 tarihli ilamı ile de evlenen kadının kızlık soyadını kullanmasının yasal hak olarak düzenlendiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının evlenmeden önceki kızlık soyadı olan "ERSOY" soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Davalı kurum istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 187. maddesinde " Kadın, evlenmekle kocasının soyadına alır; ancak evlendirme memuruna ya da nüfus idaresine yapacağı yazılı başvurusu ile koca soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir"....