Ancak; Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; zorunlu müdafii için ödenen 230 TL müdafiilik ücretinin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; zorunlu müdafii için ödenen 294 TL müdafiilik ücretinin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/343 E.- 2018/1003 K. sayılı dosyasında çocuğa vasi tayini için dava görüldüğü, çocuğun annesi Mercan'ın bu davada dinlendiği ve velayet talebi olmadığını bildirdiği, mahkemece çocuğun babaannesi (davalı) Fatma'nın vasi olarak atandığı, kararın 11/01/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Boşanma ile birlikte velayeti babasına verilen Uğur'un o tarihten bu tarafa babası ve babaannesi Fatma ile birlikte yaşadığı, babanın ölümünden sonra da çocuğa fiilen davalı babaannesi tarafından bakıldığı, tarafların iddia ve savunması, çocuğun beyanları, sosyal inceleme raporları dikkate alındığında, velayetin anneye verilmesini gerektirecek bir husus ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer aldığı, kanun koyucu tarafından örneğin “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmediği, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Asıl dava boşanan eşin ziynet alacağı ile bankadan adına kullanıp boşandığı kocasına ödünç verildiği iddia edilen kredi bedelinin iadesine yönelik alacak davası; karşı dava ise, boşanan kocanın karısına karşı açtığı kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davası niteliğindedir. Gerek asıl dava gerekse karşı dava genel hükümlere dayalı olarak açılmıştır. Asıl davadaki alacak isteminin evlilik birilğinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası temeli ve hukuki sebebine dayalı değildir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 59. maddesinin bir nolu bendinde "Boşanan kadının koca hanesindeki kaydı kapatılıp önceki soyadı verilerek, bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu hanedeki nüfus kaydı açılır." üç nolu bendinde ise "Hakim, boşanan kadının kocasının soyadını taşımasına izin vermiş ise kadın bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu haneye, taşımasına izin verilen koca soyadı ile döner ve burdaki nüfus kaydı açılır" hükmü getirilmiştir....
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak, davaya konu dönemde boşanan eşlerin birlikte yaşayıp yaşamadığına dair irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
G E R E K Ç E : 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına, ölen sigortalının aylığının oransal olarak bağlanacağı; bağlanan aylıkların Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği düzenlenmiş iken, 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ölen sigortalının aylığının oransal olarak, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlara bağlanacağı düzenlenmiş; aynı Yasa'nın 56. maddesinde 506 sayılı Yasa'da olmayan bir düzenleme getirilerek eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde ... ... isimli şahısla yaşadığı gayri resmi ilişki sonucu ...'ın dünyaya geldiğini, çocuğu ...'ın amca ve yengesi olan davalıların nüfusuna kayıt edildiğini, çocuğun şimdi kendisinde olduğunu, çocuğa bakamadıklarını bildirerek davalılarla ilgili kaydın iptali ile çocuğun kendi nüfusuna kaydedilmesini talep etmiştir. Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 35 ve devamı maddeleri uyarınca nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olan ve T.M.Y. 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasına ilişkin olmayan davanın genel hükümlerine göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 2....