İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili; müvekkili Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu icra takibinde gönderilen ödeme emrine karşı yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
Bu sebeple, davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; sürekli ve düzenli çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işinden ayrılmış ise kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığı araştırılarak kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın ön incelemeden sonra tahkikat aşamasında maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK. md.141/1)....
yoksun bırakılmasına karar verilirken, 5237 sayılı TCK'nin 53/1-c maddesinde belirtilen hakları kendi altsoyu üzerinde koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler bakımından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-İETT Müdürlüğü Hareket Amirliğinin otobüs son durağında park halinde bulunan otobüsün içerisinden içinde 100,00 TL para, akbil, kontak anahtarı bulunan çantanın çalındığı olayda; suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 142/1-c maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Kanun'un 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması, 2-Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17.10.2011 tarihli iddianamesinde TCK'nun 143. maddesinin uygulanması talep edilmeyen suça sürüklenen çocuğa ek savunma hakkı verilmeden anılan maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 3-Yasal olarak alınması zorunlu bulunan Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen rapora ait ücretin suça sürüklenen çocuğa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi, 4-6352 sayılı Yasa'nın 100. maddesi ile CMK'nun 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen...
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde bölge adliye mahkemesince, davacı -davalı kadının çalışıp çalışmadığı araştırılarak, çalıştığı tespit edildiği takdirde iş ve gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığı belirlenip, elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozularak dairemize gönderilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....
Bu düzenleme de 506 sayılı Yasanın 68/VI maddesinin 4958 sayılı Yasa ile değiştirilen haline göre farklı düzenleme getirerek “kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları” halini aylık kesme nedeni olarak öngörmüş olup, bu çerçevede kendi çalışmaları üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında 01.10.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle, davacının, babası üzerinden davaya konu ölüm aylığını almasının mümkün olmadığının belirgin olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun adını davalının tek taraflı belirlediğini, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olması nedeni ile davacının doğumdan 1 ay sonrasına kadar müşterek çocuğu göremediğini, çocuğun isminin nüfusa anne tarafından "Rüzgar Yusuf" olarak kaydedildiğini, hiçbir şekilde davacının fikrinin sorulmadığını, tarafların ortak kararının çocuğun isminin Rüzgar olması yönünde olduğunu, davacının çocuğa Yusuf isminin konulmasını istemediğini, ilk çocuğa isim konulurken davacının kendi babasının ismini ikinci isim olarak vermek istediğinde, davalının "büyüklerimizin ismini karıştırmayalım" diyerek reddettiğini, sonradan boşanma davasının yarattığı öfke ile müşterek çocuğa kendi dedesinin adını verdiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; suça sürüklenen çocuk için atanan müdafii ücretinin yargılama gideri olarak tahsiline karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden zorunlu müdafii ücretinin yargılama giderinden çıkarılarak hükmün yargılama giderine ilişkin bendindeki "1483 TL" ibaresinin "985.00 TL" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
O halde istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, babalığın tespiti davasında çocuk adına açılan davalarda hak düşürücü sürenin olmadığı, davacı tarafından babalık davası ile ile birlikte talep edilen mali haklara ilişkin herhangi bir hak düşürücü sürenin ise Kanun’da düzenlenmediği ve yasal temsilci ile çocuk arasında çıkar çatışması olduğu durumlarda çocuğa kayyım atanarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği hususları bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle istinaf incelemesi yapılması gerekirken davanın hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 30.06.2022 (Per.)...