Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, hastane ve eczane Medula kayıtlarından davacının kendi ikamet adresine çok uzak olmasına rağmen eşinin adresinin yakınındaki hastane ve eczaneleri kullandığının tespit edilmesi,tutanak tanıklarının inandırıcılıktan uzak şekilde Mahkemede ifade değiştirmelerinin kabul edilemeyeceği ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    G E R E K Ç E : 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına, ölen sigortalının aylığının oransal olarak bağlanacağı; bağlanan aylıkların Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği düzenlenmiş iken, 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ölen sigortalının aylığının oransal olarak, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlara bağlanacağı düzenlenmiş; aynı Yasa'nın 56. maddesinde 506 sayılı Yasa'da olmayan bir düzenleme getirilerek eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu...

    H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- Davalı harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, İlişkin, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 03/05/2023 tarihinde oy birliği ile tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu olanaklı olarak karar verildi....

    İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı...

      Bu itibarla; 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılarak a) Boşanan kadının eşinin soyadını kullanmasına izin davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 74 üncü maddesi gereğince vekâletnamenin boşanan kadının eşinin soyadını kullanmasına izin davası ile ilgili özel yetki içermesi gerektiğinden; özel yetkiyi içeren vekâletnamenin aslı veya onaylı örneğinin dosyaya sunulması için temyiz dilekçesini sunan vekile kesin süre verilmesi, b) Vekâletname sunulmaz ise vekil tarafından verilen temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi gereğince yetkisiz vekil tarafından yapılmış temyize muvafakat verdiğini açıkça belirtmediği takdirde kararı temyiz etmemiş sayılacağı şerhini içeren davetiye ile davacıya tebliğ edilmesi, 2....

        Ancak; 1-İETT Müdürlüğü Hareket Amirliğinin otobüs son durağında park halinde bulunan otobüsün içerisinden içinde 100,00 TL para, akbil, kontak anahtarı bulunan çantanın çalındığı olayda; suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 142/1-c maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Kanun'un 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması, 2-Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17.10.2011 tarihli iddianamesinde TCK'nun 143. maddesinin uygulanması talep edilmeyen suça sürüklenen çocuğa ek savunma hakkı verilmeden anılan maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 3-Yasal olarak alınması zorunlu bulunan Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen rapora ait ücretin suça sürüklenen çocuğa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi, 4-6352 sayılı Yasa'nın 100. maddesi ile CMK'nun 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen...

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili; müvekkili Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu icra takibinde gönderilen ödeme emrine karşı yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

          Bu sebeple, davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; sürekli ve düzenli çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işinden ayrılmış ise kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığı araştırılarak kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın ön incelemeden sonra tahkikat aşamasında maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK. md.141/1)....

            Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              O halde bölge adliye mahkemesince, davacı -davalı kadının çalışıp çalışmadığı araştırılarak, çalıştığı tespit edildiği takdirde iş ve gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığı belirlenip, elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozularak dairemize gönderilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....

              UYAP Entegrasyonu