WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....

E. sayılı dosyasının itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, açılmış olan davanın "menfi tespit" davası olmayıp "borçtan kurtulma" davası olduğunu, borçtan kurtulma davasının icra mahkemesince verilen itirazın geçici olarak kaldırılması kararının borçlu ya da vekiline tefhim veya tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içinde açılabileceğini, somut olayda icra dairesine yapılmış bir itiraz olmadığı gibi, süre şartına da uyulmadığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, İcra ve İflas Kanunu'nun 69. maddesine göre dava konusu alacağın %15'i teminat yatırması gerektiği halde yatırılmadığından, davanın reddi gerektiğini, ... (eski unvan: ... A.Ş.) ile ... Tic. arasında Adana .... Noterliği'nin 17.03.2006 tarihli ... yevmiye no.lu, 08.08.2007 tarihli ... yevmiye no.lu ve 27.05.2008 tarihli ... yevmiye no.lu finansal kiralama sözleşmelerinin imzalandığını, ... yevmiye no.lu sözleşmeyi davacı ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkında borcundan dolayı kesilen enerjiyi açmak sureti ile mührün konuluş amacına aykırı hareket ederek, atılı mühür bozma suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 19.11.2007 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, borçtan dolayı elektrik kesmeye gidildiğinde tansiyon köprüsünün düşük olduğunun tespit edildiği belirtilerek buna göre sanık hakkında kaçak işlemi yapılması ve dosya içeriğinde suça konu sayacın suç tarihinden önce mühürlendiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmaması karşısında sanığın mühür bozma suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yapılan bu ödemelerin banka kayıtlarında borçtan mahsup edildiğinin görüldüğü, ancak ödemelere ilişkin icra dosyasına bilgi verilmediği gibi, kat tarihi ile takip tarihi arasında yapılan 205.000,00 TL’nin borçtan mahsup edilmeden icra takibi başlatıldığı, 4. 205.000,00 TL’nin borçtan mahsup edilmesi halinde 12.01.2018 takip tarihi itibariyle alacak tutarının; 914.295,93 TL İskonto ve rotatif kredi ,15.075,38 TL 27.10.2017-11.01.2018 arası % 60 temerrüt faizi 1.196,43 TL %5 BSMV , 930.567,74 TL olacağı, 5. 12.01.2018 takip tarihi ile 02.03.2023 menfi tespit davası tarihi arasındaki dönemde bankaya haricen ödenen paranın 567.269,40 TL olduğu, Yapılan bu ödemeler öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmek suretiyle yapılan hesaplamaya nazaran; 02.03.2023 dava tarihi itibariyle alacak tutarının; takibe kadar faiz 16.271,81 tl takip sonrası faiz 1.428.679,00 tl anapara 914.295,93 tahsil harcı 58.870,89 tlicra vekalet ücreti 132.362,45 tl masraf 1.935,60 tl toplam 2.552.415,68 tl ödeme 567.269,40...

        Hukuk Dairesi'nin 24/10/2018 tarih 2018/153 E-2018/1643 K sayılı ilamı ile kesinleştiği, Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2017/170586 sayılı dosyasıyla icra takibine konulduğunu, söz konusu icra dosyası üzerinden icrai işlemler yapılmakta olmasına rağmen alacaklarının halen tahsil edilmediğini, borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam ettiğini, borçlular davanın açılması, hükmün verilmesi ve hatta ilamın icraya konulması ile borçtan kurtulamayacağını, borçtan kurtulma alacaklının ancak tamamen tatmin edilmesiyle gerçekleştiğini, ancak borçlanılan paranın, borçlulardan biri tarafından icraya yatırıldığı andan itibaren icra takibi diğer borçlulara karşı da düştüğünü beyana, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 577,36 TL hastane gideri, 633,24 TL geçici iş görmezlik ödeneği, 4.981,63 TL bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri olmak üzere toplam 6.192,23 TL'nin (kurum zararının %25'lik kısmına tekabül eden) ilk peşin sermaye değerli gelir alacağına gelir bağlama kararının...

        Mahkememizce anılı ilamın Avusturya mevzuatındaki hukuki durumunun tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi mahkememize ibraz etmiş olduğu 23.06.2021 tarihli raporundan, Avusturya İflas Kanunu'nun 199-216 arasında iflas davası devam eder iken borçlarının belirli bir yüzdesini belirli bir sürede ödemek ve kalan borçtan muaf tutulmak amacıyla borçtan muaf olma ile birlikte borcu söndürme/eritme usulünün düzenlendiği, kurumun iflas kararı verilmiş olan borçlunun borçlarından kurtulmasını sağlayan bir yöntem olduğu, kuruma ancak mahkeme dışı uzlaşma yoluyla borçların yeniden yapılandırılmasından sonra mahkemeye sunulabilecek bir talep olduğu, mahkeme dışı uzlaşma yoluyla borçların yeniden yapılandırma talebi alacaklılarca reddedilir ise mahkemenin bu usulün uygulanmasına karar vermekte takdir yetkisinin olmadığı, kurumun uygulanmasına alacaklıların onayının da gerekmediği, mahkemece talep üzerine kayyım/yediemin atandığı, borçlunun tüm gelirlerinin kanundan kaynaklı olarak...

          gerek maddi durum kapsamında gerekse kanun hükümleri uyarınca herhangi bir sorumluluğu bulunmayan kişinin borçtan sorumlu tutulması hakkaniyete de aykırı olacağını, işbu sebeple huzurdaki davada kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerini bilgi ve tecrübe eksikliği nedeniyle görmeyen müvekkili şirketin aslen borçtan sorumlu olmadığının tespiti talepleri mevcut olduğunu, öncelikle, Ankara ...İcra Müdürlüğünün ....E....

            gerek maddi durum kapsamında gerekse kanun hükümleri uyarınca herhangi bir sorumluluğu bulunmayan kişinin borçtan sorumlu tutulması hakkaniyete de aykırı olacağını, işbu sebeple huzurdaki davada kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerini bilgi ve tecrübe eksikliği nedeniyle görmeyen müvekkili şirketin aslen borçtan sorumlu olmadığının tespiti talepleri mevcut olduğunu, öncelikle, Ankara ...İcra Müdürlüğünün ....E....

              İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İİK'nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

                İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İİK'nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

                  UYAP Entegrasyonu