WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle yakın ... Güldeste Şahi'nden sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü olarak beyan edilmiştir....." açıklaması ile Hasandede Mahallesi Muhtarına tebliğ edildiğine dair şerhin mevcut olduğu görülmüştür....

Bu durumda, mahkemece, takibe konu 17 adet bonoda yazılı borcun takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmadığı belirlenerek borçlunun şikayeti kabul edildiğine göre, İİK'nun 168/1. maddesi uyarınca vadesi gelmeyen bu bonolar yönünden senet borçlusu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapılamayacağı gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken; ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

    Dava kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya ve borca itiraz ile kambiyo şikayetine ilişkindir. İİK.nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 21/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 07/06/2022 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 07.11.2022 tarihli, 2022/4790 E, 2022/11572 K. sayılı içtihadı)....

    Şirketi aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süresi içeresinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı çekin keşide tarihinin 25.10.2012 tarihi iken sahte paraf atılarak 25.11.2012 tarihi olarak tahrif edilmiş olduğu, çekin kambiyo senedi vasfının bulunmadığına dair şikayeti ile birlikte borca itiraz ettiği, mahkemece borca itirazın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 207. maddesinde "Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir." hükmü yer almaktadır. Buna göre mevcut olan çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Hüküm, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı borçlunun şikayeti nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesi'nce verildiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Buna göre, bononun vadeden sonra ciro edilmesi mümkün olup, böyle bir ciro senedin kambiyo vasfını ve alacaklının takip hakkını etkilemez. Bu durumda mahkemenin borçlunun kambiyo vasfına ilişkin şikayetinin kabulüne ilişkin gerekçesi TTK'nun 690. maddesi gereğince yerinde değil ise de; mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabul edilmesi nedeniyle bu husus sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak yapılan incelemede; Takip borçlusunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169a/4-5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz niteliğindedir....

          Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise borçlunun ödeme taahhüdünde bulunduğu 25.01.2013 tarihinden evvel konulan hacizler olduğu gibi, bu tarihten sonra da hacizler konulduğu, sonradan konan hacizlerin borçluya bildirildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun süresinde olduğu kabul edilmelidir....

            Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlu ..., hakkında başlatılan kambiyo takibinde, icra dosyasının 2015 yılına kadar işlemsiz kaldığını ve 2015 yılında yenilendiğini, takip dayanağının bono olduğunu, 3 yıllık süre içerisinde işlem yapılmaması nedeniyle İİK' nun 33. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece; şikayetçi borçluya örnek (10) ödeme emrinin 01.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise beş günlük yasal şikayet ve itiraz süresini geçirerek 11.12.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, ayrıca usulsüz tebliğ şikayetinin de bulunmadığı...

                İcra Müdürlüğü' nün 2014/ 2351 Esas sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, menkul haczi için yazılan talimat doğrultusunda ... İcra Müdürlüğü'nce hacze gidildiği, haciz sırasında borçlunun annesi ...'ın icra kefili olduğu, esas icra müdürlüğü olan ...İcra Müdürlüğü'nce kefile icra emri gönderildiği, kefil tarafından ... İcra Mahkemesi'ne müracaat ile icra kefaletinin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. İİK' nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nun 79. ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnalardır. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun niteliği nazara alındığında İİK.nun 79. ve 360. maddelerinin uygulama yeri bulunmadığı görülmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu