bononun kambiyo vasfında bulunmadığı şikayetinin yerinde olmadığını, takibe dayanak bononun kambiyo vasfını etkileyen bir durumun bulunmadığını belirterek, bu nedenlerle borçlunun itirazının süresinde yapılmadığından esasa girilmeksizin reddini, esasa girilmesi halinde davanın/şikayetin reddini, borçlunun %20’den aşağı olmayan inkar tazminatına ve %10 oranında para cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir....
Alacaklı ya da borçlunun değişmesi olanaklıdır. Her iki halde de tecdit alacağın temliki ve borcun naklinden ayrılır., zira eski alacak sükut etmiş yerine başka bir borçluya karşı veya diğer bir alacaklı lehine bulunan ve çoğunlukla mücerret olan yeni bir alacak kaim olmuştur” şeklinde açıklanmaktadır(Andreas Von Tuhr-Borçlar Hukuku 1-2 Cevat Edege çevirisi Ankara,1983 sh.653-660). Kısacası yenileme (tecdit) ile yenilenen borç ilişkisi değil, bu ilişkiden doğmuş borç veya borçlardır. Objektif yani konuda değişiklik ya da subjektif yani taraflarda değişiklik olarak da kendini gösterebilir. Yenilemede borç ilişkisi eski olmakla birlikte doğan yeni borç söz konusudur (Prof.Dr.Kenan Tunçomağ Türk Borçlar Hukuku , Cilt I Genel Hükümler, İstanbul, 1976, Sh.1183 vd.) Kambiyo senedine bağlı bir borcun süresi salt yeni bir senetle uzatılırsa bu yenileme değildir....
TTK 732.maddesi zamanaşımına uğramış kambiyo senetleri ile ilgilidir. Buna göre senedin zamanaşımına uğramsının üzerinden 1 yıl geçmeden senedin tahsili için açılacak davalar kambiyo hukuku çerçevesinde çözülmek durumundadır. Bu minvalde senet zamanaşımına uğramış olsa da alacağın varlığını ispata yeterli kabul edilecek, bu senet nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfeti keşideci üzerinde olacaktır. Bu kapsamda davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap vermemiş ve delil sunmamıştır. Bu halde davalı sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediğinden davacının davasının haklı olduğuna kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜNE, Antalya ......
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik unsurlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir....
Davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebliğat yapılması yasal zorunluluk ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, asıl borçluya değil de borçlu vekiline gönderilen ödeme emri tebligatı, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağından icra dosyasında borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatının iptali isteminin reddi isabetlidir. Ancak ödeme emrinin borçlunun vekiline yetkili icra dairesi dosyasından tebliğ edildiği 28/09/2021 tarihine göre 20/09/2021 tarihinde yapılan şikayet süresindedir. TTK.nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakında da uygulanması gereken aynı Kanunun 714 ve 730/1- b maddeleri gereğince hamilin lehtar ve cirantaya müracaat edebilmesi, yasal süresi içerisinde, senet keşidecisinin protesto edilmesi şartına bağlıdır....
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda, borca itirazının yanı sıra, takip dayanağı bonoda çift vade bulunduğunu, bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; 'borca itirazın ispatlanamadığı, senet metninde düzenleme tarihi sehven vade tarihi olarak yazıldığından çeşitli vadeler bulunduğundan söz edilemeyeceği' gerekçeleri ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 170/a-2.maddesi gereğince, icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla,usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen dikkate alır....
TTK.nun 636. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bu açıklamalar doğrultusunda Türk Ticaret Kanunu'nda özel hükümler olması nedeniyle kambiyo senetlerinde BK'nun kefalete ilişkin hükümleri uygulanamaz. Öte yandan İİK.nun 168/5.maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu olmadığı veya ödendiğine veya mehil verildiğine veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetkiye yönelik itirazın ve İİK.nun 170/a.maddesi gereğince ise, alacaklının, kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik şikayetin, ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine sunulması zorunludur. Somut olayda, şikayet eden önce asıl borçluya başvurulmadığını beyan ederek, kendisi yönünden alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığını iddia etmektedir....
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki "kambiyo ilişkisi" ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır....
Buna göre borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.6102 Sayılı TTK'nun 776/1-e maddesi gereğince bonoda lehtarın ad ve soyadının yazılı olması zorunludur. Lehtar, gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nun 776/1-e maddesinde öngörülen koşulları taşımayan bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir....
Borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir nedenle altına isim ve imzasını attığı bir kağıttan isim ve imzası taşınmak ve boş kısımlar yazıcıyla doldurulmak suretiyle senedin oluşturulduğuna ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir ( Yargıtay 12. HD'nin 23.11.2017 tarihli, 2016/22922 E, 2017/14531 K. sayılı içtihadı). Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda, Cumhuriyet Savcılığı soruşturması sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini ve tanıklarının dinlenmediğini ileri sürmüştür. İcra mahkemeleri, önlerine gelen uyuşmazlığı, genel hükümlere göre çok daha hızlı ve seri olan takip hukuku kurallarına göre ve basit usulde yargılama yaparak çözen özel mahkemelerdir. İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz....