11 adet borçlunun bulunduğu tüm çeklerde ......
İcra ve İflas Kanunu'nun "Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti" başlıklı 170/a maddesinin ikinci fıkrasında, icra mahkemesinin, şikayet veya itiraz dolayısıyla kendisine intikal eden işlerde, takip dayanağı kambiyo senedinin bu vasfı taşımadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak, bu fasla göre yapılan takibi iptal edebileceği; son fıkrasında ise, her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazının geri alındığı veya borcun kısmen yahut tamamen kabul edildiği hallerde, bu madde hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Yukarıda değinilen 22.1.2003 günlü protokol, borçlunun takibe konu borcu tamamen kabul ettiği yönündeki bir irade beyanını içerdiğinden, bu hüküm kapsamındadır. Ne var ki; anılan protokolde borçlu vekili sıfatıyla ismi ve kendisine atfedilen bir imza bulunan Av....
İcra ve İflas Kanunu'nun "Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti" başlıklı 170/a maddesinin ikinci fıkrasında, icra mahkemesinin, şikayet veya itiraz dolayısıyla kendisine intikal eden işlerde, takip dayanağı kambiyo senedinin bu vasfı taşımadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak, bu fasla göre yapılan takibi iptal edebileceği; son fıkrasında ise, her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazının geri alındığı veya borcun kısmen yahut tamamen kabul edildiği hallerde, bu madde hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Yukarıda değinilen 22.1.2003 günlü protokol, borçlunun takibe konu borcu tamamen kabul ettiği yönündeki bir irade beyanını içerdiğinden, bu hüküm kapsamındadır. Ne var ki; anılan protokolde borçlu vekili sıfatıyla ismi ve kendisine atfedilen bir imza bulunan Av....
ise de, senedin takip alacaklısı davalıya dava dışı 2. ciranta tarafından beyaz ciro yoluyla devredildiği, 6102 sayılı TTK.nun 778.maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 687/1.maddesinde; "Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun." hükmünün düzenlendiği, Somut olayda, takip konusu senedin kambiyo senedi özellikleri taşıdığı ve alacaklının kambiyo hukuku gereğince takip hakkına sahip bulunduğu, takip alacaklısının bonoyu iktisabında bilerek borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat edilemediği, senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı, bu durumda, 6102 sayılı TTK’nun 687.maddesi hükmü gereği borçlunun “senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile TKHK...
Açıklanan yasal düzenlemelere göre somut olay incelendiğinde; alacaklı vekili tarafından borçlular aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ciranta olan borçlunun icra mahkemesine başvurusunda çekteki keşide tarihinin tahrif edildiğini, çekin keşide tarihinin 20.04.2009 değil, 20.11.2008 olduğunu, paraf imzasının keşideciye ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. Takip dayanağı çekin lehtarın cirosuyla borçluya geçtiği anlaşılmıştır. 31. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hâliyle 2004 sayılı Kanun'un 168 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı çekin kambiyo vasfına ilişkin şikâyet olup, 2004 sayılı Kanun'un 170 inci maddesine dayalı imzaya itiraz değildir. Dolayısıyla imzaların istiklali ilkesi burada uygulanmaz....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, mahkemece davacı/borçlunun imza itirazının incelenmediğini, cevap dilekçesinde yer almasına rağmen tanıklarının, senette adı geçen lehdar, ciranta ve davalı asil T3 dinlenmediğini, davacının temel hukuki ilişkiyi inkar etmediğini, mahkemenin taraflar arasındaki temel ilişkiyi hiç değerlendirmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170/a maddesine dayalı borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetine ilişkindir....
; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde belirttikleri hususların dikkate alınmadığını, borçlu olmadığının tespiti istenmesine rağmen konunun hem kambiyo hukuku hem de ispat hukuku açısından ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dava; kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının saptanması istemine ilişkin olup,uyuşmazlık hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ispat yükünün kimde olduğu, takibe konu bononun davalı tarafça talil edilip edilmediği hususlarında toplanmaktadır. Öncelikle alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin ve bu senette yer alan bedel kaydının hukuksal anlamını irdelemekte yarar vardır. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur....
İİK'nın 168/1. maddesinde ise, "İcra memuru, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda, takip talebinde haciz takip yolunun seçildiği, borcun sebebi olarak da çeklerin gösterildiği, bu durumda takip talebinde haciz takip yolunun seçilmesi yeterli olup ayrıca kambiyo senetlerine özgü haciz yolunun seçildiğinin belirtilmesine gerek olmadığı, takip talebinde ve ödeme emrinde her bir çekten hangi borçlunun sorumlu olduğu, her bir borçlunun sorumlu olduğu miktarın da ayrı ayrı ve açıkça belirtildiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....