Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya itirazın yasal beş günlük süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır (İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 168/1-4 ve 5; m. 169; m. 170,I). Ödeme emrine itiraz süresi beş gündür. Yani, borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir (İİK m. 168/1-4 ve 5). Borçlunun beş gün geçtikten sonra yaptığı itiraz geçersizdir. İlgililer için konulmuş süreler hak düşürücü niteliktedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ankara 2013, s. 143, 778, 779). 13. Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki (kendisine ait olduğu iddia edilen) imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine (imzayı inkâr etmesine) imzaya itiraz denir....
Somut olayda ise; alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin ön yüzünde "bedeli teminat alınmıştır” ibaresinin bulunduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda senedin ön yüzünde teminat ibaresi bulunduğundan senedin mücerret borç ikrarı içermediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. 18. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hâli ile İİK’nın 170/a maddesi kapsamında takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığına yönelik şikâyet niteliğindedir. Takibe dayanak senette teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt senedin kambiyo vasfını etkilemez. Takibe dayanak senet TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermekte olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasında usulsüzlük bulunmamaktadır. 19....
Somut olayda ise; alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin ön yüzünde "bedeli teminat alınmıştır” ibaresinin bulunduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda senedin ön yüzünde teminat ibaresi bulunduğundan senedin mücerret borç ikrarı içermediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. 18. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hâli ile İİK’nın 170/a maddesi kapsamında takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığına yönelik şikâyet niteliğindedir. Takibe dayanak senette teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt senedin kambiyo vasfını etkilemez. Takibe dayanak senet TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermekte olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasında usulsüzlük bulunmamaktadır. 19....
Yinelemek gerekirse "bedel kaydı" kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt, keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının, varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez (HGK 2003/19- 781 E, 2003/768 K.)....
İİK’nın 168/5 maddesinde borçlunun borca itirazını “ sebepleri ile birlikte” icra mahkemesine bildirmesi gerektiği yazılı ise de; borçlu, borca itiraz ederken sebep bildirmek zorunda değildir. ”İtiraz ediyorum”, ” borcum yoktur” gibi bir beyan ile de yetinebilir ve böyle bir beyan da borca itirazdır. Bu halde, borçlu duruşmada ancak alacaklının dayandığı takip konusu kambiyo senedi metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Borçlu alacaklının muvafakati olmadıkça itirazında bildirmediği ve kambiyo senedi metninden anlaşılmayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremez. (Prof.Dr....
Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nin 133/2 maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez....
Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır....
İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 691/1). Bonoda şekil şartları TTK’nın 688. maddesinde sayılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı-borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetki itirazı yanında mükerrerlik itirazına ilişkindir. İstanbul 37. İcra Müdürlüğü 2021/14377 E. sayılı dosyası takip dosyası ile davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 17/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 25/06/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır. (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul)....
İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını ve senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddiasını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre, takip dayanağı senetteki imzanın davacı borçluya ait olmadığı iddiasının, ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi zorunlu olup, anılan düzenleme gözardı edilerek genel düzenleme olan İİK'nın 16/2. maddesi kapsamına göre memur muamelesini şikayet yoluyla süresiz olarak ileri sürülmesi mümkün değildir....