Buna göre, bononun vadeden sonra ciro edilmesi mümkün olup, böyle bir ciro senedin kambiyo vasfını ve alacaklının takip hakkını etkilemez. Bu durumda mahkemenin borçlunun kambiyo vasfına ilişkin şikayetinin kabulüne ilişkin gerekçesi TTK'nun 690. maddesi gereğince yerinde değil ise de; mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabul edilmesi nedeniyle bu husus sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak yapılan incelemede; Takip borçlusunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169a/4-5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla (örnek 12) takipte, borçlu İcra Hukuk Mahkemesine başvurarak zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek takibin geri bırakılmasını talep etmiştir. Mahkemece tasarrufun iptali davasının zamanaşımını kestiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'...
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur” hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddede itiraz ve şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır (HGK 05/10/2012 tarih, 2012/12-310 E. 2012/653 K.). Somut olayda, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte, borçlu icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazda bulunmuş olup, anılan itirazların İİK'nun 172. maddesi gereğince takip yoluna göre icra dairesine yapılması gerekmektdir....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, mahkemece, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
Bu durumda keşide yeri bulunmayan bono zorunlu unsurda eksiklik sebebiyle kambiyo senedi vasfını taşımadığından bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması mümkün değildir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/a-.... maddesine göre; “İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.” Somut olayda, takibe dayanak senetlerin tamamında düzenleme yeri bulunmadığı gibi düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, sözü edilen belgelerin kambiyo senedi niteliği bulunmamaktadır....
Bu durumda, düzenlenme yeri bulunmayan senet, zorunlu unsur eksikliği sebebiyle kambiyo senedi vasfını taşımadığından, bu belgeye dayanılarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması mümkün değildir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/a-2. maddesine göre; “İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.” Somut olayda, takibe dayanak senette, düzenlenme yeri bulunmadığı gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, takibe dayanak senedin, kambiyo senedi niteliği bulunmamaktadır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip, İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasına göre, ancak vadesi gelmiş kambiyo senetleri için yapılabilir. Takip dayanağı bonolarda, vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceği yolunda kayıt bulunması, bu senetlerin kambiyo senedi olma özelliğini etkilemez. Bu gibi kayıtlar yazılmamış sayılır. Muacceliyet şartı, ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe, anılan kayıt, ilgililer yönünden hiçbir sonuç doğurmaz ... Hukuku 2. baskı, sayfa 487 ve 1002). Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında da belirtildiği üzere, senetlerin birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağına ilişkin taraflar arasında, ayrıca bir sözleşme yapılması ve sözleşme ile bonolara açıkça atıfta bulunulması halinde muacceliyet koşulu geçerlidir....
İcra mahkemeleri şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 22.12.2015 tarih ve 8107 numaralı raporunda; inceleme konusu belgede evvelce imza ve isim yazısı mevcut iken bilgisayar ve ekipmanları vasıtasıyla içerik yazılarının aktarılarak mevcut halinin elde edildiği sonucuna varılmış ise de raporda bu sonuca hangi nedenlerle ulaşıldığı Yargıtay denetimine elverişli şekilde ortaya konulamamıştır. Borçlunun genel mahkemelerde sahtelik davası açma hakkı saklıdır. O halde mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/2068 Esas sayılı dosyasından alacaklı ... tarafından kendisi aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yürüttüğünü, kendisinin de alacaklı ... hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/295 Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlattığını bildirerek her iki dosyada takas mahsup yapılmasını talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması veya, 2-Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması ya da, 3-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Somut olayda, takas mahsup talep edilen icra takiplerinin her ikisinin de kesinleştiği görülmektedir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borca yönelik itirazın İİK.nun 168/5.maddesi uyarınca alacaklının, kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik şikayetin, ise aynı Yasanın 170/a-1.maddesi yollaması ile İİK'nun 168/3.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, ödeme emrinin, itiraz eden borçluya 27/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetlerini ise yasal beş günlük süreden sonra, 21/11/2014 tarihinde icra mahkemesine bildirdiği görülmektedir. O halde, mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....