Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava fatura alacaklarından kaynaklanan cari hesaba dayanılarak başlatılan icra takibinin kesinleşmesi sonucu açılmış fatura ve icra takibinden borçlu olunmadığının tespiti talepli menfi tespit davasıdır. Ceza dosyası incelenmiş olup, davalı şirket çalışanının hizmet nedeniyle gveni kötüye kullanmaktan yargılanmasının devam olunduğu, müştekisinin davalımız, sanığın ise davalı çalışanı olduğu anlaşılmış olup, dosyanın incelenmesinde ceza dosyasında verilecek kararın dosyamıza etkili olmayacağı anlaşılmakla kesinleşmesinin beklenmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde fauraların davacı kayıtlarında yer almadığı anlaşılmıştır. Tarafların BA-BS formları istenilmiş olup dava konusu faturaların davacı tarafından vergi dairesine bildirilmediği anlaşılmıştır. İspat yükü davalı alacaklıda olup davalı sözleşme ilişkisini ve faturalara konu malların davacıya teslim edildiğini yazılı, kesin deliller ile ispatlayamamıştır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “400.000 TL'lik senedin açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suretiyle ve davacının iradesi dışında düzenlendiği sübut bulmuş, ayrıca dolandırıcılığa teşebbüs yönünden değerlendirme yapılmasına gerek duyulmamış, bu şekilde düzenlenmiş senet ile bir kişinin borçlu haline gelemeyeceği, alacaklının kötü niyetli olduğu gözetilerek davacının borçlu olmadığına dair İİK, MK, BK ve HMK normları da dikkate alınarak, Davanın KABULÜ ile; Kütahya 2.İcra Müdürlüğü'nün 2015/136 Esas sayılı dosyasında takibe konulan 10/04/2014 vade tarihli ve 400.000 TL bedelli bono nedeniyle davacının BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Kütahya 2.İcra Müdürlüğü'nün 2015/136 Esas sayılı dosyasındaki takibin derhal durdurulmasına, karar kesinleştiğinde TAKİBİN İPTALİNE, KONULAN HACİZLERİN KALDIRILMASINA” karar verilmiştir....

    Davacı taraf bu miktarda borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Mahkememizce alınan 09/04/2018 tarihli 3. Ek-Rapor ile davacının halen 4.172,08.-TL borcunun olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir anlatımla davacının 17.330,58.-TL borçlu olmadığı mevcut delil durumuna göre ispatlanmış durumdadır. Alacaklı olup olmadığı henüz ispatlanamamış, gerçek ortaya çıkmamıştır. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      -Tl borçlu olmadığının 16.394,52 TL borçlu olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalının kötüniyetle takip yapıldığı iddiası ile kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de davalının kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı..." şeklindeki gerekçe ile neticeten; -Menfi tespite konu İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında, davacının 118.400,-TL borçlu olmadığının, 16.394,52- TL borçlu olduğunun tespitine, -Davalının kötüniyetle takip yaptığı kanıtlanamadığından % 20 kötüniyet tazminatı isteminin reddine.." şeklinde karar verilmiştir....

        A.Ş'nin ... şubesinde mahallinde inceleme yapılmak suretiyle; davacılar ile davalı banka arasında akdi ilişkinin kurulup kurulmadığı, akdi ilişki kapsamında kredi kullanıp kullanılmadığı, kullandırılan kredi/ krediler kapsamında davacı yanlarca ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının tespiti bakımından rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 21/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; davalı banka ile davacı asıl borçlu arasında 2.06.2008 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davacı ...'...

          GEREKÇE : Dava davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Öncelikle uyuşmazlığa konu menfi tespit davası ve kötü niyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edebilir ve itiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer hâlde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması hâlinde borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir (İİK. m. 72/2)....

            Seri Nolu çek komisyon bedeli 315 TL olmak üzere toplamda 286.780 TL'yi işleyecek faiz ve takip masrafları ile birlikte hamil konumunda bulunan davalı şirkete ödemeye borçlu göründüğünü, davacı ... Ltd.Şti.'nin borçlu sıfatıyla taraf bulunduğu Konya .İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına konu 24.04.2021 keşide tarihli ... Seri Nolu 100.000 TL miktarlı çek bedelinin 25.000 TL'sinden, aynı çek için 10.000 TL miktarında talep olunan çek tazminatının 2.500 TL'sinden ve yine aynı çek için 300 TL miktarında talep olunan komisyon bedelinin 75 TL'sinden borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin borçlu olunmadığı tespit edilecek olan miktarlar ve buna bağlı feri'leri üzerinden iptaline, Davacı ... A.Ş.'nin borçlu sıfatıyla taraf bulunduğu Konya .İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına konu 24.04.2021 keşide tarihli ......

              Bu tür bir yararın bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitinin mahkemeden istemesi mümkündür. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır....

                İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :"Davanın KABULÜ ile, davaya konu edilen Adana 2.İcra Müdürlüğü'nün 2013/11508 Esas sayılı takip dosyasında takip sonrası uygulanan faiz oranının yıllık %18 olduğunun tespiti ile takip sonrası fazladan talep edilen faizin 18.000,00- TL'si yönünden davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, "şeklinde karar verildiği görülmüştür....

                Başka bir ifadeyle; İİK’nın 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının davalı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davalı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalı (borçlu)’nun üzerindedir....

                  UYAP Entegrasyonu