Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık davacının faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "1- Davanın KABULÜNE, Davalı Enerjisa Toroslar Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafından davacı T1 (TC. ) aleyhine başlatılan Hatay İcra Müdürlüğünün 2014/89870 Esas sayılı icra takibinin İPTALİNE, davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2- Asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 1.303,54 TL tazminat davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " şeklinde karar verildiği görülmüştür....

    Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. -----Eldeki dosya bakımından, davacı-borçlu tarafça dava konusu borcun tamamının ödendiği iddia edildiğinden, dava konusu alacağın davalı-alacaklıya ödendiğini yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, dava konusu alacağın davalı-alacaklıya ödendiğini ispat yükü davacı-borçlu taraftadır....

      Dava, icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra hukuk mahkemesinin istihkak ve ihalenin feshi dışındaki kararları maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmez, bu kararlar takip hukuku yönünden kesindir ve tarafları bağlar. İşbu dava ise, niteliği itibariyle İİK'nun 72. maddesine göre açılmış bir menfi tespit davası olup, çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemini içermektedir. Bu nedenle, mahkememizce işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir. (Yargıtay 19 HD. 17/01/2015 T, 2017/2225 E- 2018/67 K ilamı) Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; somut olayda takip dosyasındaki çekte takip alacaklısı davalının ciro silsilesinde davacıdan önce yer aldığı, ciro silsilesine göre davacıya müracaat hakkının olmadığı ve genel haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        ŞTİ.” emrine yazılmış, keşide yeri “İSTANBUL” ve tarihi “01/08/2019” olan 65.000-ALTMIŞ BEŞ BİN TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf, müvekkil firmanın icra dosyasında alacaklı görünen şirketle takip konusu senede ilişkin hiçbir ticari alışverişinin olmadığını, ayrıca alacaklı şirkete herhangi bir borcunun da olmadığını, takip konusu çekin incelenmesinde senet üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, yaşanılan irtibatsızlıktan dolayı söz konusu ödeme emrine ilişkin İcra Mahkemesinde dava açma süresini geçirmiş olduklarından iş bu davanın açılarak haksız takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

          a borçlu olmadığının tespiti ile; Davalı alacaklı aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı açısından; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK.) 72.maddesi 5.fıkrası “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku, 2006, s. 334, 335)....

            E. sayılı icra dosyasında davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile ... İcra Müdürlüğünün 2017/... E. sayılı icra takibine konu edilen davalı tarafından davacının alkollü araç kullanması dolayısıyla meydana gelen kaza neticesinde dava dışı müteveffa mirasçılarına ödedikleri destekten yoksun kalma tazminatı için başlatılan takip dolayısıla davacının söz konusu trafik kazası dolayısıyla yopılan ceza yargılamasından beraat ettiği belirtip davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitini ve haksız takip sebebiyle %20'den az olmamak üzere davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının ihtarnameye ve ihtarnamede yer alan hesap özetine itirazda bulunmadığını, gerek ipotek ve gerekse de kefalet ilişkisi açisindan davacının eşinin bilgi ve muvafakati olduğunu, davacının ipotek akit sözleşmesiyle müvekkil Bankaya ipotek etmiş bulunduğu birden fazla konut bulunduğunu, icra takibine konu her konutun aile konutu olmadığını, imza bilirkişi incelemesinde de, imzanin, Gülümser Şimşek’in eli ürünü olmadiğinin kesin olarak tesbit edilemediğini, “kuvvetle muhtemel” ifadesinin kullanıldığını yine, dava konusu alacağın kredi borcuna ilişkin olduğu ve müvekkili bankadan harç alınmasının yasaya aykırı olduğunu, belirterek yerel mahkemenin kararının müvekkili banka aleyhine olan kısımlarının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin geçersiz olduğunun tespiti talebine ilişkindir....

                Maddesi uyarınca imza inkarına konu bononun konu edildiği icra takibinden dolayı dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Somut olayda keşideci olan davacı borçlu, davaya konu bononun imzası taklit edilerek babasından zorla alındığını, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı alacaklı ise, davacı ve babası ... ile arasındaki ticari ilişki kapsamında söz konusu bononun kendisine verildiğini, imzası inkar edilen bonodaki imzalar ile benzer imzalarla atılmış dava konusu olmayan çeklerin davacı tarafından ödendiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2020 NUMARASI : 2019/10 ESAS-2020/29 KARAR DAVA KONUSU : ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ-KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ-BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ KARAR : Antalya 12....

                  UYAP Entegrasyonu