Bu durumda, mahkemece, kooperatifin 4.245,94 TL tutarındaki borcun kaynağı olarak öne sürdüğü 6 adet borç senedinin aslı da dosya arasına getirtilip, davacının borç senetlerindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunması halinde senetlerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi de yaptırıldıktan sonra, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, davacının bu borç senetlerinden dolayı veya başka sebeplerle dava tarihi itibariyle davalı kooperatife muaccel hale gelmiş bir borcu bulunup bulunmadığı hususlarında açıklayacı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Mahkemece, hayatın olağan akışı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır“ hükmü düzenlenmiştir. Davacıların davasına dayanak yaptığı 30.06.2009tarih ve 69.500,00 TL tutarındaki havale belgesinde bir açıklama yazmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, somut olayda davacıların dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir....
Gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, dosya kapsamında yer alan davalıya ait tedavi giderleri ile borç tahakkuk cetvelinde yer alan kayıtların dönem ve miktar itibariyle uyuşmaması karşısında, davalının borç tahakkuk dönemine ait borç miktarına ilişkin bilgi ve belgelerin Kurumdan celbi ile iş bu dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 24.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
ilişkin kısmının iptaline, davacının babasından dolayı bağlanan yetim aylığının kesilmesi ve işlem tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için borç çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı, kur farklarının bu kapsamda değerlendirilmeyeceği, "Borç verenin tam mükellef kurum olması" başlıklı 12.4.1. maddesinde, kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği, borç veren tarafından düzeltme yapılırken, faiz gelirlerinden örtülü sermayeye isabet...
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı, kur farklarının bu kapsamda değerlendirilmeyeceği, "Borç verenin tam mükellef kurum olması" başlıklı 12.4.1. maddesinde, kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği, borç veren tarafından düzeltme yapılırken, faiz gelirlerinden örtülü sermayeye isabet...
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Bölge İdare Mahkemesi kararının herhangi bir gerekçe içermemesinin adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet verdiği, borç para kullandırılan ilişkili firmanın bu dönemde zararının bulunması ve/veya vergi matrahının oluşmaması söz konusu olsa dahi örtülü sermaya tutarına isabet eden faiz gelirlerinin iştirak kazancı istisnasından faydalanması gerektiği, örtülü sermayeye ilişkin düzeltme mekanizmasının amacının mükerrer vergilendirmenin önüne geçmek olduğu, bu mekanizmanın Hazine adına bozulmasının vergi siteminin temelden bozulmasına sebep olacağı, düzeltmeyle ilgili hükümlerin asıl amacının borç verenin keyfi düzeltme yapmasının önüne geçilmesi olduğu, zarar azaltımına ilişkin matrah farkının kesinleşmesinden sonra borç verenin düzeltme yapmasının açıkça öngörüldüğü, asıl borç verenin düzeltme yapmasını borç alanın kar etmesi şartına bağlamanın adaletsizliğe ve eşitsiliğe sebep olduğu, örtülü sermaye kullanan kurumun zarar ediyor olmasının kar dağıtımında bulunulmuş...
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı, kur farklarının bu kapsamda değerlendirilmeyeceği, "Borç verenin tam mükellef kurum olması" başlıklı 12.4.1. maddesinde, kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği, borç veren tarafından düzeltme yapılırken, faiz gelirlerinden örtülü sermayeye isabet...
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı, kur farklarının bu kapsamda değerlendirilmeyeceği, "Borç verenin tam mükellef kurum olması" başlıklı 12.4.1. maddesinde, kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin, bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği, borç veren tarafından düzeltme yapılırken, faiz gelirlerinden örtülü sermayeye isabet...
- 12.07.2019 tarihinde “eft borç verme” açıklamasıyla davalının banka hesabına 40.000TL. olmak üzere toplamda 200.000TL. yatırıldığı görülmektedir. Davalı tarafından ise: - 27.07.2020 tarihinde “borç geri ödeme” açıklamasıyla davacının banka hesabın 15.000TL. - 15.05.2020 tarihinde “borç geri ödeme” açıklamasıyla davacının banka hesabına 20.000TL. - 19.06.2019 tarihinde “borç geri ödeme” açıklamasıyla davacının banka hesabına 60.000TL. olmak üzere toplamda 95.000TL. yatırıldığı görülmektedir. Taraflar arasında davacı tarafından davalıya ------ tarihleri arasında çeşitli tarihlerde borç verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....