Somut olayda; Davacı, davalının murisine verdiği borç nedeniyle düzenlenen senedi dayanak göstererek ilamsız icra takibinde bulunmuş, yargılama sonucunda senedin sebebini borç ilişkisine dayandırmıştır. Senet 5.12.2016 vadeli, 10.10.2016 tazmin tarihli, sebebi nakden olarak yazılı, gerekli unsurları taşır bir senettir. Borçlu davalı, borcu reddetmiş,mirasın borca batık olduğunu,senedin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Dava konusu borç ilişkisine dayalı senet nedeniyle itirazın iptali davasında, dayandırılan temel ilişki tarafların tacir olduklarına ilişkin bir iddia ve savunmada bulunmamış olmasına göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılarla yapılan 10.6.1998 tarihli sözleşme gereğince davalı ...'e 5.000 DM borç para verdiğini, diğer davalı ...'in de kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, ancak borcun ödenmediğini, yapılan takibe de haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra-inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacı ile böyle bir sözleşmenin yapılmadığını, davacının başka bir işlem için imzaladıkları boş kağıdı anlaşmaya aykırı olarak doldurduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Ancak; davacının ibraz ettiği 49.850,00 TL bedelli havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı davacının kendisine yaptığı havalenin borç ödemesi olduğunu belirttiğine göre, ispat yükü bunun aksini iddia eden davacı taraftadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir."...
Davacı, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini ve geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini, yirmi üç kişi ortak kullandıkları bir arazinin davacıya devredildiğini ve bu arazinin istimlak edildiğini, davacı tarafından gönderilen paranın istimlak sonucu davacıya ödenen paradan kendi hissesine düşen para olduğunu, banka havalesinde de borç olduğuna dair bir açıklama bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı tarafından, kamulaştırma bedelinden kendi hissesine düşen paranın gönderildiği iddia edildiği, dolayısıyla ödemenin aksini söyleyen davalının bu iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir....
Davalı, davacının, dava dışı ... adlı şirketin yetkilisi olduğunu ve bu şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, gönderilen paraların ise, şirketin talimatıyla ve hesapların uygun olmaması nedeniyle, zaman zaman şirket ortaklarının şahsi hesaplarından yapıldığını, ayrıca havale evrakında borç ibaresinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, borç olarak gönderilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır....
Dava, karz akdi niteliğindeki belgeye dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Davacı, takibe konu 05.11.2013 tarihli belgeye göre davalılara 250.000,00TL borç verdiğini ileri sürmüş, davalılar, belgeyi başka nedenle boş olarak imzaladığını, üst kısımının sonradan doldurularak borç belgesi yapıldığını, davacıya borçlarının olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece takip dayanağı belgedeki paranın nakten davalılara borç olarak verildiği davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu belge altındaki imzanın davalılara ait olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince açığa imza atan sonucuna katlanır. Belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunun davalılar tarafından aynı kuvvetteki delillerle ispatlanması gerekir. Davalılar, dosya kapsamındaki delillerle iddiasını ispatlayamamıştır....
İlk derece mahkemesince; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan "Borç Öteleme Protokolü" başlıklı belgenin borç yenileme niteliğini taşıdığı, dolayısıyla eski borcun sona erdiği ve yeni bir borcun doğduğu, iptali istenen tasarrufun 30/3/2017 günü yapıldığı, takibe dayanak çeklerin iki tanesinin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlendiği, böylece davanın ön koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, İİK m.67'ye dayalı olarak açılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2018/14683 Esas sayılı dosyasında alacaklının Alper Yalçın,borçlunun T3 olduğu,125.000 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı,borç sebebinin banka dekontu olarak belirtildiği,borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu,duran takibin devamı ve itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili,davalının müvekkilinden borç para istemesi üzerine müvekkilinin davalının Yapı Kredi Bankası hesabına 06/10/2017 tarihinde 125.000- TL borç para gönderdiğini daha sonradan davalının borcunu ödememesi üzerine müvekkilinin Küçükçekmece 2. İcra Dairesi'nin 2018/14683 Esas sayılı dosyası üzerinden borcunun tahsili için icra takibi başlattığını,davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Küçükçekmece 2....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının çeşitli tarihlerde müvekkili şirketten borç para aldığını ve buna ilişkin olarak belgeler düzenlendiğini ancak davalının aldığı borcu ödemediğini bu nedenle girişilen takibede itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir. Mahkemece hüküm kısmında davalıya yüklenen borç miktarı belirtilmeksizin “davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğü’nün 2012/11020 Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına” karar verilmiş olması kararın infaz edilebilirliğini zorlaştırmaktadır. Hüküm kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açıkça belirtilmesi gerekirken bu hususa aykırı düşecek şeklide yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....