WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı banka yapılan ödemeyi dekontta yazılan açıklamaya itiraz etmeksizin kabul ettiğine göre söz konusu ödemenin bankayla yapılan anlaşma gereğince ipoteğin kaldırılması için yapıldığı ve davacının bu hususu ispat ettiği kabul edilmelidir. Bu noktada değinilmesi gereken diğer bir husus ise, taraflar arasında her ne kadar ipoteğin 126.000.- TL bedel karşılığında kaldırılması hususunda anlaşmaya varılmış ise de davacının kararlaştırılan bedelin ancak bir kısmını ödeyebilmesi sebebiyle davalı bankanın sözleşmeyi feshederek taşınmazı paraya çevirdiği başka bir deyişle sözleşmenin tarafların iradesi doğrultusunda uygulamaya konulmadığı hususudur. Bu hale göre, davalı bankanın belirtilen sözleşmeye göre tahsil ettiği 80.000.- TL’yi iade etmekle yükümlü olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, 3. kişi ipoteğinde taşınmaz malikinin sorumluluğu borcun ifa edilmemesi halinde taşınmazın paraya çevrilmesine katlanmaktan ibarettir....

    İcra Dairesi dosyası hakkında davacının mükerrer takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Eldeki dosyada , davacı/alacaklının İstanbul 13. İcra Dairesinin 2018 / 24912 Esas sayılı dosyasına esas takip talebinde tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek şartıyla takip başlattığı, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Gaziosmanpaşa 2. İcra Dairesi dosyası hakkında davacının mükerrer takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verdiği, davacının takip konusu borcun mükerrer olarak tahsil edildiği yönünde bir savunma ve delil ileri sürmediği anlaşılmakla, bu durumda borcun zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tesbiti gereklidir. Borcun konusunu oluşturan faturalar abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 1'e göre borcun doğduğu tarihteki kanun olan 818 sayılı eski BK m. 125'deki on yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Dayanak İstanbul 13....

    A.Ş.nin haksız yere vergi iadesi almasından doğan borcu için davacı şirketin Yönetim Kurulu kararına dayanılarak … İli, … İlçesi, 2.Bölge … mevkiinde bulunan taşınmazın teminat gösterildiği, belirtilen tutar üzerinden ihtiyati haciz tatbik edildiği, borcun aslının ödendiği, kaçakçılık veya ağır kusur cezasından doğan borç bulunmadığınun anlaşıldığı, bu durumda üçüncü kişi durumunda bulunan davacı şirketin teminat gösterdiği borcun ödenmesi ve oratada 6183 sayılı Yasanın 9.maddesinin uygulanmasını gerektiren bir hal bulunmaması karşısında haczin kaldırılması gerekirken davacı isteminin zımnen reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir. Davalı idare tarafından, anılan idare mahkemesince verilen 27.3.1992 tarih ve 1992/390 sayılı kararın bozulması istenilmektedir....

      Davalı vekili ise 16.09.205 tarihli sözleşmenin hiçbir çekince konulmadan ve daha öncesi için borç olduğu yazılmadan 05.02.2009 tarihinde yenilendiğini, yeni sözleşmede önceki döneme ait borç bulunduğu şerh edilmediğinden borcun bulunmadığını kabul etmek gerektiğini savunmuştur. Yenilenen sözleşmede geçmiş döneme ait borç olup olmadığının yazılmaması, daha önceki dönem kira borcunun ödendiği anlamına gelmez. Ancak, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 26.11.2008 düzenleme tarihli taahhütname başlıklı belgede davalı tarafından geçmiş döneme ait kira bedellerinin ödeneceği taahhüt edildiğinden, bu belgenin ilgilisinden temini ile belge içeriği dikkate alınarak geçmiş döneme ilişkin borcun ödenip ödenmediği üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile sözleşmenin yenileme tarihi (05.02.2009) öncesi dönem kira parasının ödendiği kabul edilerek alacak isteminin kısmen reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

        Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, davalının ise terörle mücadele gazisi olarak işe alındığını, ... raporunda oynama yapması nedeniyle işten çıkartıldığını, davalının yazılı belgeye istinaden hakkında icra takibi yaptığını,davalıya böyle bir borcunun olmadığını, bu belgenin hile ile imzalatılmış olabileceğini,borcun dayanağı konusunda davalının itirazın kaldırılması davasında, eşine ödünç verdiği para olduğunu, sanık olarak yargılandığı sulh ceza mahkemesindeki savunmasında ise işten çıkartılmasının engellenmesi için eşine verdiği rüşvet olarak açıkladığını, tüm bunların doğru olmadığı gibi aksi düşünülse bile eşine verildiği iddia olunan para nedeniyle bir sorumluluğunun olmayacağını kaldı ki davalının işten çıkartılması nedeniyle intikam almak için böyle davranmış olabileceğini bildirerek borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

          ve dava etmiş, ayrıca icra takiplerinin davacı yönünden durdurulması ve davacının mal varlığına konan hacizlerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

          A.Ş.ye kefaletinden dolayı takip başlattığını, müvekkilince açılan menfi tespit davasının kabul edilerek kesinleştiğini, bu arada asıl borçlunun 13.12.2001 tarihinde itiraz edilmeyen dosya bakiyesi ve ferilerini anlaşarak haricen ödediğini, davalının dosyada alacağının kalmadığını, dosyadaki hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduklarını, icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin beyana çağrıldığını, ancak gecikmeli ödeme nedeniyle halen alacakları olduğu yönünde alacaklı vekilinin beyanda bulunduğunu, oysa ki borcun tamamının ödendiğini belirterek takip dosyasının iptaliyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı davanın kısmen reddedildiğini, davacının kefil olması nedeniyle sorumluluğunun halen davam ettiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının ... 1....

            Takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı/borçlular vekili, söz konusu borcun aslına, faizine ve faiz başlangıcına ayrı ayrı olmak üzere borcun tüm asıl ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı/borçlular vekili itirazında, icra takibinde dayanılan çek altındaki imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği gibi, yargılama sırasında da buna ilişkin bir itirazları bulunmamıştır. Takibe dayanak çek, İİK.nın 68. sayılan belgelerden, alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan, mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğindedir. Dolayısıyla davalı/borçluların bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğinde olduğuna göre davalı/borçluların borçları olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul edilir....

            Dosya içersinde bulunan bilgi ve belgelerden, özellikle ... 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/56 Esas-267 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinden; bu dosyanın davacısı tarafından davalı idarece istenen 26.435 YTL borcun 9.900 YTL’sinden sorumlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığı, yargılama sırasında davalı idarece tekrar davacıya gönderilen 10.03.2008 günlü yazıda ise borçludan 15.597 YTL borcun ödenmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davacının davalı idarece istenen 26.435 YTL borcun 9.900 YTL’sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır....

              İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan ...tarafından, davalı şirketin usulüne uygun ticari defter ve kayıtlarında davacı şirkete borçlu olmadığının tespit edildiğini, borcun her bir davalı için ne kadar olduğunun mahkemece belirlenmediğini, hangi şirkete ait olduğu belirlenemeyen borcun tamamından sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin geçersiz olduğunu, teminat verilmediğini, davacı tarafın gereği gibi hizmet vermediğini, sözleşme gereğini yerine getirmediğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, itirazın iptali davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu