Mahkemece, 4077 sayılı Kanun’un 22.maddesine göre dava tarihi itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvuru sınırının 936-TL olduğu, davacının talebini 350-TL borçlu olmadığının tespiti ile sınırladığı, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurunun zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, dava dilekçesinde, kredi sözleşmesinden kaynaklanan tüm borcun ödenmiş olması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözleşmenin haksız şart niteliğindeki 2010/14508-2011/7290 3.maddesinin iptaline, ipoteğin varlığını ve devamını gerektirecek koşullar ortadan kalktığından ipoteğin fekkine, 63,43-TL noter masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; davacı vekili duruşmadaki beyanında, davanın, davacının davalı bankaya 350-TL borçlu olmadığının tespiti olduğunu bildirmiştir....
-KARAR- Davacı, dava dışı ...’ndan iki taşınmaz üzerindeki ipoteklerle satın aldığını, ipotek bedellerinin ödenmesine rağmen davalı bankanın ipotekleri kaldırmadığı gibi hakkında takibe geçtiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile ipoteklerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ipotek borcunu ödemediği için ipoteklerin kaldırılmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davalı lehine üzerinde ipotek bulunan taşınmazı satın aldığı, ipoteğin kaldırılması için tüm borcun ödenmesi gerektiği, ancak borcun ödenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili savunmasında borcun ödendiğini ileri sürerek , davalı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, taşınmazı üzerindeki haciz işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile davacı şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine davalı Kurum tarafından konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece, "......
Mahkemece, yapılan yargılamaya toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının yeminli beyanlarına göre davaya konu araca ilişkin borcun ödenmediği ve rehnin devam ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle üzerindeki rehnin kaldırılması istenen araçtaki rehnin davalı alacaklının 75.000 TL'lik alacağına karşılık verilmiş olmasına ve borcun devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/103 E. sayılı dosyasında "davacılar ile ilgisi kalmayan...Hizmetleri ve Gıda Maddeleri Ticaret Limited Şirketinin... ve ... adına tescilinin yapılmasını" talep ettikleri, davanın hala derdest olduğu, Kuruma hitaben yazılmış olan ve davacılar ... ile ... tarafından imzalanmış olan 17 Eylül 2009 tarihli dilekçede borcun ödendiği, bu nedenle haczin kaldırılması gerektiğinin belirtildiği, Kurum tarafından 30.10.2009 tarihinde haciz işlemi için yazı yazılan Kurumlara ve bankalara tekrar yazı yazılarak borcun ödendiği, bu nedenle haczin kaldırılmasının istenildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, Kurum tarafından banka şubeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarına yazılan 30.10.2009 tarihli yazılarda borcun ödenmesi nedeniyle haczin kaldırılmasının istenilmesi karşısında davanın konususuz kalabileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 19.000 TL bedelli senet için icra takibi yaptığını, borcun tamamen ödendiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından bankaya hitaben yazılan yazıda tüm alacakların tahsil edildiğinin belirtildiğini, buna rağmen davalının icra takibine devam ettiğini, müvekkilinin haciz tehditi altında 5.000 TL daha ödemede bulunduğunu belirterek müvekkilinin icra dosyasından borçlu olmadığının tespitine, davalıya fazladan ödenen 5.000 TL'nin istirdatına ve % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin oğulları ...’un borcuna kefil oldukları için davalı tarafından iki icra takibine girişildiğini, 2001/1322 sayılı icra takibinde haciz konulmuş olan davacı ...’a ait 3399 parsel sayılı taşınmazın oğulları tarafından vekaletnameyle dava dışı ...’a hacizli bir şekilde satış yoluyla devredildiğini, bu devir işlemiyle borcun ...’a nakledildiğini, satıştan sonra davalının taşınmaza satışa arz şerhini tescil ettirerek borcun naklini kabul ettiğini, sonrasında da davalının taşınmaz üzerindeki haczi kaldırarak borcu üstlenen ...’ı borçtan kurtardığını ve borçtan feragat ettiğini, borcun nakli sebebiyle kendi borçlarının sona ermesine rağmen davalının diğer icra takibinde davacı ...’a ait hacizli taşınmazın satış işlemlerine başlandığını ileri sürerek, davacıların borçlu olmadığının tespitine ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2559 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin 27/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinden bir gün sonra 28/02/2019 tarihinde 400.096,99 TL ödeme yapıldığını, ödeme yapılması sebebi ile borçlunun borca ve borcun miktarına dair esas yönünden bir itirazı olmadığının açık olduğunu, yapılan ödemeler ve miktarlarına dair bir anlaşmazlık olmadığını, borçlunun tek itirazının borcun muaccel olmadığına ilişkin olduğunu, devlet kurumu olan borçlu belediyenin düzenlediği ödeme emirleri ve ödemelerin uygun bulunduğu hususlarının borcun muacceliyetini ortaya koyduğunu, ayrıca faturaların karşılıklı kayıtlarının yapılması, faturaların kabulüne dair herhangi bir itirazın olmamasının da borcun muaccel olduğunun kanıtı olduğunu beyan ederek, icra takibine vaki itirazın kaldırılması ile %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
DELİLLER: Dava dilekçesi, davacı vekili tarafından davaya konu olan sıralı 20 adet bono aslı kasa evrakı, --- müzekkere cevabı, İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, rehin karşılığında ödünç verme işinden kaynaklanan davacının borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu araç üzerindeki rehnin kaldırılması istemine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece borcun ödenmiş olmasının kabul anlamına geldiği olarak değerlendirildiğini, ancak söz konusu borcun müvekkil tarafından ödenmediğini, davalı kurumun iş bu borcu nasıl ve ne zaman tahsil ettiği hususunda açıklama yapmadığını, müvekkil tarafından ödenmediğine göre müvekkilin borcu kabul ettiği gibi bir anlam çıkarılmasının mümkün olmadığını, borcun ödenmiş olması davalının yapmış olduğu işlemleri hukuka uygun hale de getirmediğini, yerel mahkemece bu konuda araştırma yapılmaksızın yargılama giderlerinden müvekkili davacının sorumlu tutulduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf sonrası vekillikten çekilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, borçlu olmadığının tespiti, davacının aracına konulan haczin kaldırılması talebidir....