İcra Müdürlüğü'nün 2012/3560 Esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, ilgili takibin kesinleştiğini, kendisine ait ... ve ... plakalı araçlar üzerine haciz konulduğunu, bunun üzerine borcun kapatılması için davalı ile anlaştıklarını, ... plakalı aracın üzerindeki haczin 13.09.2012 tarihinde kaldırıldığını, kendisinin de davalının vekili olan dava dışı Av. ...'e aracın satışı hususunda aynı gün vekalet verdiğini, vekil aracılığıyla aracı icra dosyasındaki borca mahsuben davalıya devrettiğini, bu şekilde borcun ödendiğini, ancak davalının icra dosyasını işlemden kaldırmak yerine avukatını azledip, yeni bir vekil tayin etmek suretiyle takibe devam ettiğini, maaşına haciz koydurarak mükerrer tahsilat yaptığını ileri sürerek, ... 9....
Ancak; Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya tahakkuk ettirilen 112.561,49 TL asıl ve 41.508,02 TL faiz olmak üzere toplam 154.069,52 TL borcun 70.700,35 TL'sinden borçlu olmadığının tespitini istemiş ve bilirkişi tarafından bu tutarlar üzerinden borçlu olunmayan kısım hesaplanmış olduğuna göre, mahkemece toplam 154.069,52 TL borcun 70.700,35 TL'sinden borçlu olmadığının tespitine hükmetmek gerekirken, davacının 112.561,49 TL asıl borçtan borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan "112.561,49 TL asıl borçtan" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "112.561,49 TL asıl ve 41.508,02 TL faiz olmak üzere toplam 154.069,52 TL borçtan" yazılması suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek, HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA...
Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, takip alacaklısının İİK 86/1 maddesi gereğince tasarruf yetkisi sona erdiğinin, haricen tahsil bildiriminin haciz alacaklıları yönünden bağlayıcı olmadığının, takibe konu alacak üzerine haciz konulduğunun takip borçlusuna bildirilmemiş olmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 111.592,00 TL borcun 41.500,26 TL sinden sorumlu olmadığının, birleşen davada ise aynı borcun 10.338,03 TL sinden borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu durum karşısında davacı-veli ... istem gibi istenen 37.912,83 YTL borcun 20.500 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak istem aşılmak suretiyle borcun tamamından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ün istem gibi istenen 38.806,48 YTL borcun 21.500 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken istem aşılmak suretiyle borcun tamamından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin menfi tespit davasının kabulüyle, takibe konu çekler sebebiyle davacının dava ve ıslah dilekçeleriyle belirtilen toplam 285.756,64 TL'den borçlu olmadığının tespitine, takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığının ispatlanamadığı ve borç hesabı çıkarılması işleminin davalı alacaklının tasarrufunda bulunmadığı gerekçeleriyle davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava konusu borcun, bir kısmının davadan önce bir kısmının davadan sonra ödendiği ve davanın konusu gereği istirdada dönüştüğü, bu aşamadan sonra istirdat bedelinin davacı ... ... A.Ş. tarafından ...'ya temlik edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece temlikten sonra davacı ... ... A.Ş.'nin davacı sıfatının ortadan kalktığı, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi uyarınca temlik alan ...'...
Somut olayda, alacaklı tarafından altı adet faturaya dayalı takip yapılmış olup, borçlunun itiraz dilekçesinde alacaklı kayıtları ile kurum muhasebe kayıtlarının uyuşmadığını ileri sürerek takibe, borca, faize ve tüm ferilere açıkça itiraz ettiği, yine itirazın kaldırılması istemine yönelik cevap dilekçesinde de hesap mutabakatı olmadığından ödeme yapılmasının mümkün olmadığını beyan ettiği, buna göre borcun açıkça kabul edilmediği, ödeme iddiasının da bulunmadığı, yalnızca hukuki ilişkinin kabulünün itirazın kaldırılması için yeterli olmadığı, dolayısıyla borçlunun bahsi geçen beyanlarının alacaklı yanın takipte İİK'nun 68/1 maddesinde belirtilen nitelikte bir belgeye dayanması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı, netice olarak alacağın varlığı ve miktarının İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatlanamadığı anlaşılmaktadır" gerekçesiyle, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2015/802 E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilin takibe borcun nedeni belirtilmediği için itiraz ettiğini, takibin durması üzerine davalı/alacaklı site yönetiminin ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/236 E. sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması davası açtığını ve bu davada mahkemenin, itirazın kaldırılması davasında borçlunun itiraz dilekçesinde bildirdiği nedenlerle bağlı olduğu bu nedenle diğer ileri sürülen hususların incelenemeyeceği gerekçesiyle davayı kabul ettiğini, icra dosyasında bahsedilen taşınmazların müvekkili adına kayıtlı olmayıp müvekkilin murisi... adına kayıtlı olduğunu, dolayısıyla bu dairelerle ilgili gider ve sorumluluklardan tüm varislerin hisseleri oranında sorumlu olduğunu bildikleri halde sadece müvekkili aleyhine takip açmaları kötüniyetin bir göstergesi olduğunu, bu nedenle kötüniyet tazminatı talep ettiklerini belirterek müvekkilin ... 8....
Davacının haczin kaldırılması talebine dayanak ettiği menfi tespit davası, çekin keşidecisi olan davacı borçlu ile çekte ciranta olan diğer takip borçlusu İlhan Aydın arasında görülmüş ve mahkemece davacının diğer takip borçlusu İlhan Aydın'a borçlu olmadığının tespitine ve çekin davacıya iadesine karar verilmiştir. Mahkeme kararında icra takibinden hiçbir şekilde bahsedilmediği gibi çekin icra dosyasından alınarak davacı borçluya iadesine de karar verilmemiştir. Söz konusu davada takip alacaklısı, taraf olarak yer almadığından mahkemece verilen bu karar takip alacaklısı yönünden hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz, diğer bir anlatımla takip alacaklısı açısından bu karar yok hükmündedir. Davacı çek aslının kendisine teslim edilmiş olması nedeniyle borcun sona erdiğini iddia etmiş olup bu nedenle talebinin icranın geri bırakılması talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İcra mahkemesinin karariyle takibin talik veya iptali başlıklı İİK 71....