Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim borçlu cevap dilekçesinde de 08.01.2013 tarihinde borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş, ancak 16.04.2013 tarihinde tebliğ edilen yeni ödeme emri üzerine herhangi bir borca itirazından bahsetmemiştir....
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 605/2. maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde alınacak tedbirle borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek müvekkilinin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporundan davacının borca batık olduğunun anlaşıldığı, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, iflasın ertelenmesi yönünde oluşan bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği belirtilerek davacının iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm müdahil Scania Tüketici Finansmanı A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur....
İİK'nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki yeterli ekonomik imkâna sahip olmamasıdır. Borca batıklık ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz hali ne kadar ağır olursa olsun (İİK'nın 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflâsını isteyen borçlu, aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için TTK'nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. Somut olayda TTK'nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir....
Bilirkişi heyeti 31/12/2015, 30/06/2016 ve 31/03/2017 tarihi itibarıyla da şirketin rayiç değerlere göre borca batık olduğunu tespit etmişse de, son alınan raporda, şirketin 30/06/2018 tarihi itibarıyla sadece kaydi değerler üzerinden borca batık olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece sunulan projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı ve şirketin borca batık olduğu gerekçesiyle iflasın ertelenmesi talebinin reddin karar vermişse de, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Somut olayda 31/03/2017 tarihi itibarıyla şirketin rayiç değerlere göre borca batık olduğunun tespit edildiği, 14/02/2019 karar tarihine kadar, iki yıla yaklaşan süre içerisinde, son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden şirketin borca batık olup olmadığının tespit edilmediği anlaşılmaktadır....
Bu bildirim üzerine mahkemece borca batıklığın re'sen tespit edilmesi gerekir. Borca batıklık belli bir anda şirket varlıklarının rayiç (satış) değerlerinin, şirket borçlarını karşılayamaması anlamına gelir. Borca batık bir şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması halinde iflasına karar verilmesi, anılan maddede açıkça gösterilen bir sonuçtur. Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Varlıkların satış değerleri, varlığın niteliğine göre gerekirse yerinde keşif yapılması, borsası bulunan mallar için buradaki serbest piyasa verileri ve mahiyeti uygun düşen diğer yollarla belirlenmelidir. Somut olayda varlıkların rayiç değerleri usulüne uygun biçimde tespit edilmemiş ve kaydi değerler üzerinden hesaplama cihetine gidilmiştir....
İflasın ertelenebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten (İİK’nun 329/a) yararlanmamış olması gerekir. Erteleme talebi TTK’ nun 546.maddesinin atıf yaptığı TTK’ nun 324.maddesine göre borca batık bildirimi anlamındadır. Bu nedenle mahkeme öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmeli, borca batık durumda ise ıslahının mümkün bulunup bulunmadığını incelemelidir. Şirketin borca batık durumda olması halinde iflasını veya erteleme talebini düzenleyen İİK’nun 179. ve TTK’ nun 324.maddesinde bu istemin ilanına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. İflasın ertelenmesi kurumu, erteleme talebinde bulunan şirketin menfaati kadar bu şirketten alacaklı olanların menfaatini de göz önüne alarak düzenlendiğinden alacaklıların menfaatinin korunması yönünden erteleme talebinin ilan edilmesi uygun olur....
İİK'nın 179. maddesine göre borca batık şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesi sunularak iflasın ertelenmesine karar verilmesi talep edilebilir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için öncelikle şirketin borca batık olması ve ciddi ve inandırıcı iyileştirme projesi ile mali durumunun düzelmesinin mümkün olması gerekir. Borca batıklık tespit edilirken bilançoda gösterilen kaydi değerlere değil, rayiç değerlere itibar edilmelidir. Mahkemece, ....07.2011 tarihli mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapordaki saptamalar esas alınarak davacı şirketin borca batık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak anılan bilirkişi raporu şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu kaydi değerlere itibar edilerek hazırlanmıştır. Oysa rayiç değerlere göre hesaplama yapıldığı belirtilen ....06.2010 ve 05.01.2011 tarihli heyet raporlarında şirketin borca batık olduğu tespit edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesindeki tedbirlerin uygulanması suretiyle ıslahının mümkün olduğunu belirterek davacı şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, rayiç değerlere göre davacının borca batık olduğunun saptandığı, bilirkişi raporlarında sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun ifade edildiği belirtilerek davacının iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm müdahiller ... Alimünyum Ltd.Şti ve ... Fuar Yapım Ltd.Şti.vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur....
in terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi değildir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2)....