İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir....
Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tesbit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. 25.02.2011 günlü bilirkişi raporunda güncel rayiçlerin belirlenmesi gerekliliğine değinilmiş fakat borca batıklığın da sona erdiği belirtilmiştir. Raporlara yönelik itirazlar da yeterince değerlendirilmemiştir. Dava 30.01.2009 tarihinde açılmış, karar yaklaşık üç yıl sonra 09.12.2011 tarihinde verilmiş olduğundan, davacı şirketin mali yapısı ve borca batıklık durumunun, bilirkişi raporunda önerildiği şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması hatalı olmuştur....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesindeki tedbirlerin uygulanması halinde ıslahının mümkün olduğunu belirterek davacının iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporunda açıklanan görüşler doğrultusunda davacının borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilerek şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ile müdahiller Halkbank ve ... A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur....
. - K A R A R - İflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili, inşaat sektöründe faaliyette bulunan müvekkili şirketin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanmasıyla borca batıklıktan kurtulabileceğini belirterek, şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık olduğu, iyişleştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunduğuna ilişkin bilirkişi kök ve ek raporlarına itibar edilmesi gerektiği belirtilerek şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine, hükmedilmiş, karar müdahiller ... İnş.Ltd.Şti, ...Halıcılık Ltd.Şti ve ...Ahşap Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....
Davacı vekili dava dilekçesinde, borca, faize ve fer'ilerine itiraz etmiş, Mahkemece borca itirazına yönelik olarak tanık dinlenemeyeceği ve davacı tarafında borca itirazını ispatlar delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Takip hukuku gereği savcılık soruşturma dosyalarının neticelerinin beklenmesi zorunlu değildir. Kambiyo takibinde borca itirazların İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması zorunludur. Bu nedenle davacının borca itirazını tanık delili ile ispatlaması yasal olarak mümkün değildir. Yargılama aşamasında davacı borca itirazını ispata yönelik İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden birini de ibraz etmemiştir. Açıklanan nedenlerle Mahkemenin borca itirazın reddine ilişkin kararı isabetlidir....
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, dosya kapsamı ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre; rayiç değerler ile düzenlenen özvarlık ve borca batıklık tespit tablosuna göre şirketin özsermayesini yitirdiği, şirketin borçlarının aktifinden fazla olduğu, borçların aktiften 2.090.057,28 TL fazla olduğu, şirketin borca batık olduğu, aktifin borçları karşılama oranının % 68 oranında olduğu, bilirkişi rapor ve ek raporları ile kayyım raporlarında borca batıklık tutarı dikkate alındığında şirketin sadece mevcut projeleri ve sözleşmelerin devamı ile 2-3 yıllık iflas erteleme süresi içinde borca batıklıktan kurtulabileceği, 45 adet çalışanı, aylık 700.000,00 TL işlem hacmi ve 70.000,00 TL kârı bulunan şirketin borca batıklığını iflas erteleme tedbirleri ile iyileştirme ümidi bulunduğu belirtilerek iflas erteleme koşullarının oluştuğu kanaatinin bildirildiği ancak projenin TTK' nın 377. maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin...
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....