Borçlunun takibe konu bononun teminat bonosu olduğu şeklindeki beyanı borca itiraz niteliğindedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku 2. C. İstanbul 1997, s. 1715). 26. Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise İİK’nın 169/a maddesi kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 15.09.2020 tarihli ve 2017/12-269 E., 2020/591 K. sayılı kararında da benimsenmiştir. 27....
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK'nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (HGK'nın 06/03/2013 tarih ve 2012/12- 768 E., 2013/312 K. ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararları). Somut olayda, senet metninde yer alan "teminat için verilmiştir" ibaresi hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu açıkça yazılmadığı sürece tek başına senedin teminat senedi olarak kabulüne imkan vermeyeceği gibi kambiyo vasfını da ortadan kaldıracak mahiyette değildir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Senedin teminat senedi olduğu iddiası İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, yasal sürede ileri sürülmemesi halinde, mahkemece kendiliğinden senedin teminat senedi olduğu nedeni ile takibin iptaline karar verilmesinin mümkün bulunmamasına, somut olayda da borçlu tarafından icra mahkemesine verilen başvuru dilekçesinde teminat senedi iddiasının ileri sürülmemiş olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının...
Senet üzerinde hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılması halinde ise; senet, "kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini" içermediğinden TTK.nın 777. maddesi gereğince bono niteliğinde sayılamaz ve İİK.nın 170/a maddesi gereğince takibin iptali gerekir. Bu durumda teminat olgusu herkese karşı ileri sürülebilir. Senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı değilse borçlunun yapacağı teminat iddiası borca itiraz niteliğindedir. Bu halde de teminat ilişkisi sadece bu ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Teminat ilişkisinin tarafı olmayan borçlu böyle bir iddiada bulunamaz. Takip dayanağı senette teminat amacıyla verildiğine ilişkin bir şerh yahut takip konusu senedin teminat amacı ile verildiğine atıf yapan sözleşme bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı borçlunun teminat iddiası borca itiraz niteliğindedir ve anılan itiraz hakkında İİK.nın 169/a maddesinin uygulanması gerekir. Davacı borçlu tarafça bu yönde herhangi bir belge ibraz edilmemiştir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14/03/2001 tarih, 2001/12-233 ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Davacı her ne kadar senedin taşeron sözleşmesi teminatı nedeniyle verildiğini iddia etmişse de; davacının bu iddiası 2004 sayılı İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK.nın 14/03/2001 tarih ve 2001/12- 233 E., 2001/257 K. sayılı ve yine HGK.nın 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 E. sayılı kararları)....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 06/03/2013 tarihli ve 2012/12- 768 E.2013- 312 K.sayılı ilamı) Davacı borçlu tarafca bononun teminat senedi olarak verildiğine ilişkin yazılı herhangi bir belge ibraz edilmediği anlaşılmakla; dayanak senedin teminat senedi olduğu İİK'nun 169/a maddesi gereğince ispatlanamadığından teminat senedi yönünden talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir Tazminat Talebi yönünden; Alacaklı tarafın tazminata hak kazanabilmesi için takibin muvakkaten durdurulması gerekmekte olup; dava süresince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmediğinden davalı tarafın tazminat talebinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Davacı senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmüş ise de, senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK'nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekir. HGK'nın 14/03/2001 tarih 2001/12- 233 ve 20/06/2001 tarih, 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı gibi davacı senedin teminat senedi olduğu yönünde herhangi bir yazılı belge sunulmamıştır. Davalı tarafın senedin teminat senedi olduğununa ilişkin kabul beyanı olmayıp, senedin teminat senedi olmadığını savunmuştur. Bu durumda davacı senedin teminat senedi olduğunu kanıtlayamamıştır. O halde ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Burada teminat senedi hakkında bilgi vermekte fayda bulunmaktadır.Teminat senedi bir sözleşmeye güvence olarak ileri sürülen, sözleşmeye konu olan iş eksik veya hiç yapılmazsa karşı tarafın zararını tazmin etmek üzere karşılıklı menfaat ilkesine göre hazırlanmış güvence belgesidir. Ayrıca, teminat senetlerinin düzenlenmesi konusunda dikkatli olunması gereken hususlar vardır. Teminat senetlerinde senedin teminat senedi olduğu açıkça senet metninde belirtilmeli ya da senede atıf yapılarak ayrıca teminat senedine konu olan sözleşme de hazırlanarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Teminat senedi şarta bağlı olması yönüyle bir kambiyo senedi olan bonodan (borç senedi) ayrılır. Zira teminat senedinde kambiyo senetlerinin en temel özelliklerinden biri olan kayıtsız şartsız ödeme taahhüdü söz konusu değildir; aksine, ödeme şarta bağlanmıştır....
Şti'den ev aldığını, ancak davalının 20.000,00 TL borcunu ev ipotekli diye ödemek istemediğini, banka ipoteğinin kalmasını talep ettiğini, ipoteğin kalkmaması halinde kendisinden güvence senedi istediğini ve kendisinin de oğlunun sorun yaşamaması için ve teminatın kalkmaması durumunda ödeyeceğini beyan ederek davalıya teminat senedi verdiğini, davalı T2 kardeşi Süleyman Çetin'in 20.000,00 TL'lik meblağı oğlunun şirketine yatırdıktan sonra ev üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, daha sonra davalının evde bir takım eksiklikleri bahane ederek kendisine ve oğluna karşı koz olarak kullandığını, ipotek kalması için verdiği teminat senedinin bedelsiz hale geldiğini, senedi ipotek kaldırma karşılığında verildiğini, kendisinin hiçbir ticari veya gayri ticari ilişkisi olmayan Süleyman Çetin'e verdiği teminat senedinin borç alacak ilişkisine dayanmadığını, davalının iyi niyetini suistimal ederek senedi tahsil cihetine gittiğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini...