İİK’nın 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanunun 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. İİK’nın 168/5 maddesinde borçlunun borca itirazını “ sebepleri ile birlikte” icra mahkemesine bildirmesi gerektiği yazılı ise de; borçlu, borca itiraz ederken sebep bildirmek zorunda değildir. ”İtiraz ediyorum”, ” borcum yoktur” gibi bir beyan ile de yetinebilir ve böyle bir beyan da borca itirazdır. Bu halde, borçlu duruşmada ancak alacaklının dayandığı takip konusu kambiyo senedi metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Borçlu alacaklının muvafakati olmadıkça itirazında bildirmediği ve kambiyo senedi metninden anlaşılmayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremez. (Prof.Dr....
Hukuk Dairesi'nin 18/09/2019 tarih, 2018/10082 esas ve 2019/12957 sayılı kararı ile; "Somut olayda takibe dayanak bononun zorunlu unsurları taşıdığı, kayıtsız şartsız borç ödeme taahhüdünü içerdiği, üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında gerekçe olarak bono ve kredi sözleşmesindeki taraflar ile miktarın aynı olduğu ileri sürülmüş ise de; senedin teminat senedi olduğunun kabulü için kredi sözleşmesinde senede açıkça atıf yapılmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca davacı borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan" bahisle karar bozulmuştur....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2010 tarihli ve 2010/19-67 E., 2010/99 K.; 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K.; 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. ile 15.09.2020 tarihli ve 2017/12-269 E., 2020/591 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya senedin önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. 19. O hâlde borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen borca itiraz dilekçesinde senedin teminat senedi olduğu sebebi ileri sürülmediğinden ve senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamadığından, borçluların itirazın kaldırılması aşamasında ileri sürdüğü teminat senedi iddiası icra mahkemesince incelenemez. 20. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yerel mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir. 21....
Temyiz Sebepleri Borçlu, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ek olarak, her ne kadar dava dilekçesinde teminat senedi itirazı açıkça belirtilmemişse de, dava dilekçesindeki geniş itirazın teminat senedi itirazını da içerdiğini, senette teminat senedi yazılı olduğunu , dava dilekçesinde teminat senedi iddiasında bulunsa dahi, ispata yarar elinde bir delil bulunmadığını, sözlü bir anlaşmanın var olduğunu, davalının duruşmaya gelerek teminat senedi ikrarında bulunacağının çok düşük bir ihtimal olduğunu, bu nedenle duruşmada teminat senedi ikrarında bulunan davalının beyanlarına itibar edilerek dava dilekçesinde belirtilmeyen teminat senedi iddiasının da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca ve imzaya itiraza ilişkindir. 2....
CEVAP Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde; takibe dayanak belgenin, kambiyo vasfında olduğunu, borçlu borcunu ödediğini kanıtlayamadığına ve senetteki kendi imzasını da inkar etmediğine göre açılan bu davanın hukuki bir yanının bulunmadığını, davacının borç miktarına ve imzaya açıkça itiraz etmediğini, teminat senedinin düzenleme şartlarını taşımayan bir bononun teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptalinin talep edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, senet metninde teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibarenin bulunmadığını borçlunun teminat senedi olduğu iddiasının haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine, takip durdurulduğu için asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Davalı vekili, dava konusu bonoda borçlu gözüken ve imzaları bulunan davacının imzaların kendisine ait olduğunu ifade ettiğini, ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra süresi içerisinde İcra Hukuk Mahkemesinde borca itiraz etmediğini, borca itiraz etmeyen davacının bononun teminat senedi olduğunu iddia ederek dava açtığını, hukuki yararının bulunmadığını, bononun teminat senedi olarak verildiğini iddia edenin ispat etmesi gerektiğini, bononun vadesinin 31.12.2011 olduğunu, tanzim tarihinin 19.06.2011 tarihi olduğunu, dava dilekçesi ile sunulan bononun ibraname ile ilgisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın şikayetinin süresi içerisinde açılmadığı bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, yapılan icra takibinin 30.01.2018 tarihinde başlatıldığı ve kesinleştiği, davacı tarafça söz konusu takibe, borca itiraz davası yasal hak düşürücü süre geçtikten çok sonra ikame edildiği, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının da yerinde olmadığı, tüm bu sebeplerle davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddini olmadığı taktirde esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 02/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasında bulunulmuş ise de teminat senedi iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 22/06/2021 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir....
senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu da göstkermeyeceği, davacının teminat senedi iddasını usulüne uygun yazılı delille kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir....
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK'nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12- 768 E., 2013/312 K. ve 20.06.2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararları). Bu konuda tanık veya yemin deliline başvurulamaz. Bono üzerinde "teminat" ibaresinin bulunması ayrıca açıklanmadığı sürece başlı başına teminat iddiasını ispatlamaz. Senet üzerinde hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılması halinde ise; senet, "kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini" içermediğinden TTK.nın 777.maddesi gereğince bono niteliğinde sayılamaz ve İİK.nın 170/a maddesi gereğince takibin iptali gerekir. Bu durumda teminat olgusu herkese karşı ileri sürülebilir. Senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı değilse borçlunun yapacağı teminat iddiası borca itiraz niteliğindedir....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı Metin'e 20.02.2022 tarihinde, davacı Nejdet'e 24.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların takibe konu bononun teminat için verildiği iddiası ile borca itiraz ettikleri, ilk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere davacı Metin'in borca itirazını ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 29.03.2022 tarihinde ileri sürdüğü ve itirazının süreden reddi gerektiği, davacı Nejdet'in teminat senedi iddiasını İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispat edemediği, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair şerhte bulunmadığı, ayrıca davalının da teminat senedi iddiasını kabul etmediği dikkate alındığında borca itirazının reddi gerektiği, bu hali ile ilk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka...