İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya ve borca itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklılar tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı senedin alacaklıya teminat olarak verildiğini, zaman aşımına uğradığını, ayrıca düzenleme yerinin bulunmaması ve vadenin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulması nedeniyle kambiyo vasfını kaybettiğini ve bu borca ilişkin kısmi ödemelerde bulunduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, zaman aşımına uğramadığı ve diğer hususları da ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine...
İİK'nun 169. maddesi uyarınca; "Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz." Ancak bununla birlikte aynı Kanun'un 169/a son maddesi ile de "İtirazın reddi kararının temyizi hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Şu kadar ki, borçlu 33 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur" hükmü öngörülmüştür. Diğer yandan İİK'nun 364/3. maddesinde; "Temyiz, satıştan başka icra muamelelerini durdurmaz" hükmü öngörülmüşse de, İİK'nun 169/a son maddesi hükmü, kambiyo yolu ile takiplerde itirazın reddi kararının temyizi için özel bir düzenleme getirdiğinden genel bir düzenleme olan İİK'nun 364/3. maddesi hükmü uygulanamaz....
Bu takip kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılmış bir takiptir. Bu tür takiplerin konusunu çekler, poliçeler, emre muharrer senetler gibi kıymetli evraklar oluşturmaktadır. Eldeki dosyada takibin başlatıldığı icra dosyasındaki senedin kambiyo vasfını taşımadığı gerekçesiyle borca faize ve yetkiye itiraz edilmiştir. Öncelikle yetki konusunda bir değerlendirme yapmak gerekecektir. İtiraz edenlerin yetki belirledikleri alım satım anlaşmasında İstanbul Mahkemeleri yetkili olarak göstermişlerdir. Bu nedenle de mahkememizin yetkisiz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa Çatalca Adalet Sarayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir İstanbul Adliyesidir. Bu nedenle yetkisizlik itirazı reddedilerek yargılama yapılmıştır. Takibe itiraz edenler borca konu senedin bir teminat senedi olarak verildiğini kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Bahse konu senedin kambiyo senedi olup olmadığı incelenmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetleri temelindeki borç ilişkisinden bağımsız, illetten mücerret olduğundan temeldeki borç ilişkisine göre kusur durumunun irdelenmesi mümkün değildir. İİK'nun 169/a-1.maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut ihmal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının ödeme iddiası belirtilen belgelerle ispat edemediği, banka hesap hareketlerine dayanılmış ise de, ödeme belgelrinde davaya konu senede açık atıf bulunmadığı, yine dava dilekçesine ek olarak sunulan belgede de davacının imzasının bulunmadığı görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2020/82 ESAS 2020/263 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24/09/2020 tarih 2020/82 esas 2020/263 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Adana 12. İcra Dairesinin 2020/1947 esas sayılı dosyasıyla aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe dayanak senedi daire karşılığında lehtar Merin Erol'a verdiğini ve bu senede ilişkin olarak düzenli ödemeler yaptığını, şimdiye dek 58.000,00TL ödediğini, senet ciro edildiğinden bakiye borcu ödeyemediğini belirterek borcun 58.000,00 TL'sine itiraz etmiştir....
İİK.nın 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı borçlu tarafından sunulan dava dilekçesinde açıkça imza itirazında bulunulmadığı, takibe dayanak senedin sonradan doldurulduğu ileri sürülmüş ise de; açığa imza atılarak senet düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin kambiyo vasfını haiz olup, alacaklının 21/12/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlattığı takipte, takibin dayanağı bonoda davacının keşideci ve vade tarihinin 31/08/2019 olduğu, takip tarihi itibari ile bononun zamanaşımına uğramamış olduğu, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna ve borca yönelik itirazın İİK.'...
Aksi takdirde dayanak belge kambiyo senedi vasfını taşımaz. Senedin teminat senedi olduğu iddiası, İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi kapsamında borca itirazdır. Aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir. Somut olayda, takip konusu senedin düzenlenme tarihi bulunmadığından kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesiyle İİK. nun 170/a-2. maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece, borçlunun borca itiraz niteliğindeki teminat senedi iddiasının kabulüne karar verilerek takibin durdurulması gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, sonuçta takip iptal edildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, davacılar aleyhine davalı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, yetkiye, borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. ... 6....
Anamur İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/48 esas 2020/56 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; Davacının dava dilekçesi ile; alacaklı vekili tarafından aleyhine yapılan kambiyo senedine mahsus yolla yapılan ödeme emrini 29/05/2019 tarihinde tebliğ aldığını, kambiyo senedinin fotokopisini incelediğinde imzanın kendisine ait olmadığını gördüğünü, imzanın ve borcun kendisine ait olmadığını, Anamur İcra Müdürlüğünce adına 2019/1053 Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, imzaya ve borca itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasını talep ettiği, Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; Müvekkili T2 kambiyo senedinden kaynaklı alacağının mevcut olduğunu, alacağın dayanağı olan senedin Anamur İcra Müdürlüğü nün 2019/1053 E sayılı dosyasında takibe konulduğunu, Borçlulardan T1'in borca ve imzaya itiraz ettiğini, bu itirazın hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davacının dava dilekçesindeki imzasıyla senetteki imzasının aynı olduğunu, davacının kötü niyetli olarak imzaya itiraz ettiğini...