Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekmektedir. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir....
Bu nedenle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmesi borca batık durumda ise ıslahının mümkün olup olmadığını incelemesi gerekir. Borca batıklık halinin tesbiti için tüm aktiflerin paraya çevirme değerlerinden yani piyasadaki satış sırasında gerçekleşebilecek fiyattan bilançoya geçirilmelidir.Aktif bu şekilde saptandıktan sonra borca batıklık durumu tesbit edilmeli şirket borca batık durumda değilse talep ret edilmeli, iflas kararı verilmemelidir. Mahkemece borca batıklık ve mali durumun iyileştirilmesi konusunda bilirkişilerinin raporu alınmışsa da bu rapor hüküm vermeye yeterli değildir. Bilirkişi heyeti rapor ve ek raporlarında şirketin borca batık olduğunu ve erteleme koşullarının mevcut olduğunu bildirmiş mahkemece bilirkişilerinin raporları arasında çelişki olduğu ve davacının iflas erteleme talebinde iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile şirketin iflasına karar verilmiştir.Ne var ki bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir....
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin ticari defterlerinde usulüne uygun olarak kaydedilip gösterilmeyen borçların borca batıklık hesabında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ticari defterlerinde yer almayan borçlar değerlendirme dışı tutulduğunda, şirket aktiflerinin daha fazla olduğu,şirketin borca batık olmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için, erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Mahkemece şirketin borca batık olmadığı kabul edilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporu borca batıklık ve iyileştirme ümidinin varlığı yönünden yeterli değildir. Bilirkişi heyeti şirketin borca batık olmadığı yönündeki hesaplamasını kaydi değerlerine göre yapmıştır....
Borca batıklığın tespiti için TTK'nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK'nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 324. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerini belirlemek ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu, borca batık durumda bulunan şirketin mali durumunu iyileştirebileceğini ileri sürerek borca batıklığını tespiti ile iflasın ertelenmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirket çalışanlarını zor durumda bırakan, şirketin itibarını yok eden davacının iflasa zemin hazırladığını, davalı şirketin borca batık durumda olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davacı vekili, 13.08.2008 tarihli dilekçesi ile iflasın ertelenmesi talebinden feragat ettiğini bildirmiştir. Mahkemece davalı şirketin borca batık durumda bulunduğunu, iflasın ertelenmesi talebinden feragat edildiği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı davalı şirketin borca batık durumda olduğunu ileri sürerek iflasına karar verilmesini istemiştir....
İflasın ertelenmesi talebinde bulunulduğu tarihte borca batık durumda bulunan şirketin sermaye artırımı sonucunda borca batıklıktan kurtulduğu bilirkişi incelemesi sonucu saptanmıştır. İflasın ertelenmesinin ön şartı olan borca batıklık talep tarihinde olması gerektiği gibi, karar verildiği tarihte de bu şart mevcut olmalıdır. Oysa somut olayda karar tarihinde şirketin borca batık durumda olmadığı anlaşıldığından iflas ve iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.3 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, bilirkişi raporlarına göre borca batıklığın 7 ayda % 65 azaldığı, 2005 yılından 2010 yılına kadar ortak borçların ödenmesi nedeniyle şirketin borca batıklığının azalmasında grup şirketlerinin katkı sağladığı, şirket ortaklarının yapacağı katkılarla bir yıl içinde borca batıklıktan çıkabileceği, borca batıklık miktarının iflas erteleme kararının verilmesi sırasında 825.824.-TL.olmasına karşın en son 1.033.612.-TL.olduğu, uzatma süresi boyunca kamu borçlarının arttığı, bir yıl süre verilmesi halinde şirketin borca batıklıktan çıkabileceği belirtilerek iflas erteleme kararının 13.10.2010 tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmiş, hüküm Maliye Bakanlığı, Bronntag Kimya, ... Kimya A.Ş., Kimya Teknik A.Ş., Vakıfbank, İş Bankası, LBT Varlık Yönetim A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir....
Şti.’nin borca batık durumda olduğunu, sunulan iyileştirme porejesinin başarıya ulaşması halinde borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir....
, borca batıklıktan çıkacağını belirterek İİK 179.maddesi gereğince iflaslarının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....