Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun takibe konu çeklerden 31/12/2011 tarihli olanların zamanaşımına uğradığından bu senede dayalı takip yapılamayacağına ilişkin olduğu ve sözkonusu çekler yönünden icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ancak, talep aşılarak HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/7155 Esas sayılı takibinde icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK.nun 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak takibe konu 31/12/2011 tarihli çeklere ilişkin icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin tümden geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
kalmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini belirterek, takibin iptaline, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 20/05/2018 tarihi olarak kabul edilmesini talep etmiştir....
Borçlu tarafından imzaya itiraz edilmiş ise de, adı geçenin vekilinin 25/06/2014 tarihli duruşmada imzayı kabul ederek imza itirazını geri aldığı, ancak senedin vade tarihi ve miktar kısmında tahrifat yapıldığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 63. maddesi uyarınca, borçlu senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sırasında ileri sürebilir. Tahrifat da senet metninden anlaşılan sebeplerden olup, anılan madde kapsamında ileri sürülmesi mümkündür. Mahkemece tahrifat konusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, bilirkişiler ... ve Nazmiye Aktaş tarafından düzenlenen 14/08/2014 tarihli raporda; senedin vade tarihinin 31/01/2015 iken 31/01/2013 tarihine dönüştürüldüğü ve miktarın da 65.000,00 TL iken tahrifatla 165.000,00 TL ye dönüştürüldüğünün belirlendiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak, yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece itirazın süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168. maddesine göre; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu, 5 günlük süre içinde yetkiye, imzaya ve borca icra mahkemesinde itiraz edebilir....
ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...
Davalı vekili davacının borca itirazının bulunmadığını ve imzaya itirazda çek tazminatına ilişkin itirazın birlikte görülemeyeceğini, kendilerine tazminat verilmesi gerektiğini, aleyhlerine kurulan tazminatın hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra 13/12/2014 tarihinde icra dosyasının işlemden kaldırıldığı ve dosyanın yenilendiği 26/04/2019 tarihine kadar dosyada herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığı böylece 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak Mahkemece "icranın geri bırakılması" yerine hatalı olarak "icranın geri verilmesi" ifadesinin kullanılmış olması ayrıca icra dosyasında davacıdan başka da borçlu bulunmasına rağmen davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmeyerek infazda tereddüt hasıl olacak şekilde karar verilmesi de isabetsizdir....
bir kişiyi yanında bulundurdukları, söz konusu senet borçlarının ödenmemesi üzerine sanık ...’in icra takibine geçtiği, senette kefil olan katılan ...’ın imzaya ve borca itiraz ederek, sanıkları tanımadığını ve bu senetleri imzalamadığını de belirttiği, yapılan incelemede, suça konu senetlerdeki imzaların katılana ait olmadığının belirlendiği, böylece sanıkların katılan adına sahte imza atıp icra takibi başlatmak suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz incelemesinde; 5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı Kanun'un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK' nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun...
, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline veya durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....