İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/148 ESAS, 2020/57 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE, BORCA VE İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/148 Esas, 2020/57 Karar sayılı dosyasında verilen itirazın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan İzmir 27....
Bu maddi ve hukuki olgulara göre, yukarıda sözü edilen Giresun İcra Hukuk Mahkemesi 2017/63 E. ve 2017/81 K sayılı icranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının belirlenmesi alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK.nun 33/a-2.maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklının genel mahkemelerde dava açıp açmadığı husunun tespiti konusunda kanunda açıklık bulunmadığı dikkate alınarak, şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle 1- Şikayetin KISMEN KABULÜ İLE, Giresun İcra Müdürlüğü'nün 2018/5707 esas sayılı dosyasından 30/10/2019 tarihli kararın kaldırılmasına, 2- Giresun icra Müdürlüğünce alacaklı vekiline icranın geri bırakılması kararına karşı 7 gün...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Tarih :11/11/2008 Nosu :217/270 Taraflar arasındaki icranın geri bırakılması kararının iptali-tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, davalı aleyhine ... 4.İcra Müdürlüğü’nün 2008/8923 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, bunun üzerine davalı şirketin başvurusu üzerine ... 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/467 esas, 2008/451 karar ve 02.07.2008 tarih sayılı kararı ile icranın geri bırakılması kararı verildiğini belirterek bu kararın iptalini ve takibe konu çekin bayilik zamanaşımı süresi içinde takibe konulduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....
Açılan davada 30/09/2020 ödeme tarihli senet yönünden kambiyo vasfı şikayetinde bulunulmamış, sadece imzaya itiraz edilmiştir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonunda alınan rapor ile imzanın davacı eli ürünü olmayıp sahte olarak atılmış imzalar olduğu bildirilmiştir. 30/09/2020 ödeme tarihli senette de ayrıca keşide yeri olmayıp keşideci adı yanında yazılı yer İzm'dir. Bu durumda İİK 170/ a-2 maddesi gereğince imzaya itiraz üzerine ayrıca şikayet konusu yapılmasa bile kambiyo senedi vasfının öncelikle ve kendiliğinden incelenmesi zorunludur. Bu nedenle 30/09/2020 ödeme tarihli senet yönünden de İİK 170/a-2. Maddesi gereğince takibin iptaline ve İİK'nın 170/a maddesinde tazminat öngörülmediğinden davacı yanın tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve davacı lehine tazminata karar verilmesi isabetli olmamıştır....
Somut olayda da alacağın niteliği itibarıyla zamanaşımı süresi on yıl olup ödeme emrinin 17/03/2004 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin haciz talep etmesi üzerine esas icra müdürlüğü tarafından talimat yazıldığı ve talimat icra dairesinin 22.10.2005 tarihinde borçlunun menkul mallarının haczi için işlem yaptığı, şikayet tarihi 18/06/2015 olup on yıllık sürenin geçmediği ve zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Kambiyo senetlerine (bono) özgü takipte takibin kesinleşmesinden sonra 10/03/2017 ile 03/02/2022 tarihleri arasında 3 yıldan fazla dosyanın işlemsiz bırakılması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takibin kesinleşmesinden sonraki süreçte gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
geri bırakılmasına karar verilmiştir....
İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle her iki hususunda yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....
ciro edildiğini, borca ve imzaya itirazın yerinde olmadığını, çekin şirket yetkilisinin bilgisi, görgüsü ve yetkisi dahilinde imzalanıp kaşelenmiş ve ciro edilmiş olduğunu, yetkiye, imzaya ve borca itirazın yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 23/10/2019 tarihli raporunun Yargıtay'ın denetimine elverişli olduğu ve söz konusu rapor ile takibe konu edilen senetteki imzanın borçlu T1 ait olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından, imzaya itiraz yönünden davanın reddi gerektiği, yine borca itiraz yönünden de borcun ödendiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilemediği, bu nedenle davanın imzaya ve borca itiraz yönünden tümden reddinin gerektiği, takibin İİK'nun 170/2. maddesine göre muvakkaten durdurulduğu anlaşıldığından davacının borca itirazlarının ve imzaya itirazlarının ayrı ayrı reddine, icra takibi tedbiren durdurulduğundan asıl alacağın %20'si oranında hesaplanacak kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, takip konusu asıl alacağın %10'u oranında hesaplanacak para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, karar verilmiştir....