Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden başlatılan takipte faize yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup davalının asıl alacağa itiraz etmediği ve sadece faize itiraz ettiği gözetildiğinde icra inkar tazminatı unsurları oluşmaması nedeniyle bu talebin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. 2) Mahkemece TBK 120. Maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanması kabul edilmiş olmasına rağmen Kooperatif genel kurullarınca belirlenen aylık %5 temerrüt faiz oranının yasal faizin %100 fazlasını geçmediği gerekçesiyle karar verilmiş isede bu gerekçe ve karar yasal faiz verileri ile bağdaşmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2020 NUMARASI : 2020/87 ESAS- 2020/351 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça kendi aleyhine İstanbul Anadolu 7....
tarafa ciro edildiğini, senedin teminat senedi olduğunu ancak senedin tahrif edildiğini beyan ederek takibe, ödeme emrine, borca ve faize itirazları nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafından 18.01.2008 tarihinde başlatılan icra takibinde, 31.01.2006 tarihinden takip tarihine kadar olan süre için toplam 1.880,55 USD faiz talep edilmiştir. Davalı borca itirazında faiz miktarına da itiraz etmiş olup, talep edilen faiz miktarının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
E. sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 Sayılı Kanunun 30/5. maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki gecikme cezası, işlemiş faiz ve KDV alacağının tahsili amacıyla 18/11/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun itirazlarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla .... İcra Dairesi ... E....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı yapılan senedin kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olup ayrıca takibe eklenen protokolde yazılı olan bilgilere göre senedin teminat ya da borç yenileme senedi olarak düzenlenmediği ve protokol içeriğinden senedin kayıtsız şartsız ödeme vaadini bertaraf etmediği, açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, borçlu vekilince ileri sürülen iddialar dar yetkili icra mahkemesince dinlenemeyeceğinden, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca ispat edilemeyen borca itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, itiraz dilekçesinde yetkiye, faize ve oranına da itiraz edilmiş ise de anılan husus istinaf dilekçesinde açıkça ileri sürülmediğinden ve kamu düzeninden de olmadığından bu aşamada incelenmediği, borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde imzanın müvekkiline ait olmadığı ileri sürülmüş ise de borca itiraz dilekçesinde açıkça senedin müvekkiline imzalatıldığı, yazıların kendisine ait olmadığı...
İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....
İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu bononun tanzim yeri İzmir olduğundan İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davacının borcu ve imzasını inkar etmediğini ve itirazlarını ispata yönelik resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davacının icra dairesinin yetkisine vaki itirazının senette tanzim yeri İzmir olmakla reddine, davacı yanın borca ve faize itirazının İİK 169/a madde gereği reddine, İİK 169/a-6 madde koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine" karar verilmiştir....
Aynı Kanun'un 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında da; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen imzaya itiraz yanında takipte talep edilen faize, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca da itiraz ettiği görülmektedir....