Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/676 ESAS - 2021/2133 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; aleyhine takip başlatıldığını, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, bunun üzerine icra dosyasına 328.372,08 TL ödeme yapıldığını fakat kalan kısım 25.985,18 TL için borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davalı borçlunun söz konusu faturayı teslim aldığını ve faturaya itiraz etmediğini, faturalarda ödeme günlerinin belli olduğunu, dava konusu faturaya itiraz edilmemesinin, davalının faturaları içerikleri ile birlikte kabul ettiği anlamına geldiğini, davacının alacağını kanıtlar nitelikte olduğunu, bilindiği üzere TTK Md 21/2 uyarınca faturaya 8 günlük bir itiraz süresi olduğunu, davalı borçlunun faturaya itiraz etmediğini, bu sebeple faturanın içeriğini kabul etmiş sayıldığını, borcun bir kısmına itiraz eden davalının, itiraz etme hakları varken süresi içinde faturaya itiraz etmemesinin kötü niyetini ispatlar nitelikte olduğunu, faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemesi durumunda TTK 21/2'ye göre, itiraz etmeyen kimsenin fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı ve bu durumda...

    Sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın taraflar arasında akdedilen Anlaşmalı Doktor Hizmet Sözleşmesi'nin 4.18 maddesince bahsi geçen İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır hükmüne aykırı bir şekilde İcra Müdürlüğü'nün yetkisine, borca ve tüm ferilerine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiklerini beyanla, davalı sigorta şirketinin İcra Müdürlüğü'ne yapmış oldukları itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    tarafa ciro edildiğini, senedin teminat senedi olduğunu ancak senedin tahrif edildiğini beyan ederek takibe, ödeme emrine, borca ve faize itirazları nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2020 NUMARASI : 2020/87 ESAS- 2020/351 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça kendi aleyhine İstanbul Anadolu 7....

    İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....

      İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....

        YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu bononun tanzim yeri İzmir olduğundan İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davacının borcu ve imzasını inkar etmediğini ve itirazlarını ispata yönelik resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davacının icra dairesinin yetkisine vaki itirazının senette tanzim yeri İzmir olmakla reddine, davacı yanın borca ve faize itirazının İİK 169/a madde gereği reddine, İİK 169/a-6 madde koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine" karar verilmiştir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı yapılan senedin kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olup ayrıca takibe eklenen protokolde yazılı olan bilgilere göre senedin teminat ya da borç yenileme senedi olarak düzenlenmediği ve protokol içeriğinden senedin kayıtsız şartsız ödeme vaadini bertaraf etmediği, açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, borçlu vekilince ileri sürülen iddialar dar yetkili icra mahkemesince dinlenemeyeceğinden, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca ispat edilemeyen borca itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, itiraz dilekçesinde yetkiye, faize ve oranına da itiraz edilmiş ise de anılan husus istinaf dilekçesinde açıkça ileri sürülmediğinden ve kamu düzeninden de olmadığından bu aşamada incelenmediği, borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde imzanın müvekkiline ait olmadığı ileri sürülmüş ise de borca itiraz dilekçesinde açıkça senedin müvekkiline imzalatıldığı, yazıların kendisine ait olmadığı...

          Aynı Kanun'un 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında da; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen imzaya itiraz yanında takipte talep edilen faize, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca da itiraz ettiği görülmektedir....

            UYAP Entegrasyonu