Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü temyiz eden davalı, asıl borca itiraz etmemiş, icra dairesinin yetkisine ve faiz oranına itiraz etmiştir. Bu durumda, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin itiraz edilmeyen kısımla ilgili inceleme yapmaması ve hüküm kurmaması gerekir. Davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı genel kredi sözleşmesinin 65. md. göre yerinde değilse de faiz oranına yönelik itiraz yönünden yapılan inceleme yetersizdir. Mahkemece davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği faiz oranı gerektiğinde bilirkişi marifeti ile saptanıp bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi itiraz edilmeyen kısım yönünden hüküm kurulup icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ın ise ana para faiz ayrımı yapılmaksızın borcun 2.861,14-TL’lik kısmına itiraz ederek takibin durmasına neden olduklarını belirterek, davanın kabulü ile davalı ... açısından borca yönelik itirazın takip tarihi itibariyle 2.861,14-TL, borçlu ... açısından borca yönelik itirazın 1.681,14-TL üzerinden iptali ile takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece;, davalı ... tarafından takip konusu borcun ferileriyle birlikte 3.100,00-TL'lik kısmı kabul edilerek takipten sonra ödenmiş olup itiraz edilen kısım nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığı için davalı ... hakkında açılan davanın reddine,davalı ... yönünden 4.280,00-TL aidat asıl borcun kabul edilmiş olmasına rağmen takip tarihi itibariyle 4.920,00-TL aidat asıl alacağı ve 800,00-TL işlemiş faiz borcu bulunduğu anlaşılmakla bakiye 640,00-TL'lik aidat asıl borcu ile 800,00-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 1.440,00-TL borçlu olduğundan bu davalı hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile davalı ......

      edildiğini ve borçlunun 10.11.2020 tarihinde borca itiraz ederek takibin durdurulduğunu, borçlunun, takibe haksız ve mesnetsiz bir biçimde itiraz ettiğini belirterek %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

        E sayılı dosyasıyla 09.08.2017 tarihinde, borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu tarafından borca itiraz edildiğini ve ilgili icra dairesi tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, durdurma kararının, davacıya tebliğ edilmediği için takibin durduğunu haricen öğrendiklerini, borçlunun itiraz dilekçesinde, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip öncesinde davacı tarafından fatura ve borç ihbarnamesi gönderilerek borçlunun temerrüde düşürüldüğünü, takip tarihinden itibaren, reeskont avans faiz taleplerinin olduğunu beyan ederek, itirazın iptal ile takibin devamına, alacak muaccel ve likid olduğundan alacağın %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır....

          bir örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmediği anlaşılmış olmakla bu durumun borçlunun şikayet ve itiraz hakkını kısıtlar nitelikte bir eylem olduğu ve yukarıda anılan kanun maddesi hükümlerine de aykırı olduğu ödeme emri tebliğ işleminin iptali isteminde haklı olduğu, bilirkişi tarafından yapılan faiz ve faiz oranı hesaplamalarında fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı T4 Şti....

          İtirazın iptali istemine konu, ---takip dosyasının incelenmesinde; ---tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı --- borçlularının dosyamız davalıları ---- olduğu, takibin ----- alacağın fer'ileriyle birlikte tahsiline yönelik ----yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu --- tarihinde, borçlu ---- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ---- dilekçe ile borca, faize, faiz oranına, ödeme emri dayanağına, iddia edilen krediyeve tüm ferilerine itiraz edildiği, borçlu ----vekili tarafından---- tarihli dilekçe ile takibe, borca, sözleşmeye, imzaya, faize, faiz başlangıç tarihine ve ferilerine itiraz edildiği, itirazların alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın ---- toplam alacak üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır....

            Ödeme emrinde; 716.850,00.TL asıl alacak ve 26.233,76.TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 743.083,76.TL’nin tahsili istenmiştir. Davalı taraf bu ödeme emrine karşı 13/06/2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde; takibe, takibe konu borca, işlemiş faize, faiz oran miktar ve niteliğine tüm feri alacaklara itiraz ettiğini beyan edilmiştir. İcra Müdürlüğü tarafından mahkememize verilen 10.07.2019 tarihli cevapta; icra dosyasında tahsilat yapılmadığı ve dosyanın infaz olmadığı belirtilmiştir. Mali müşavir ... ile hukukçu Prof. Dr. ...’tan oluşan bilirkişi kurulu tarafından 14.06.2019 tarihli rapor ile son olarak 13 Eylül 2019 tarihli ek rapor düzenlenmiştir. Rapora göre; davacı şirketin 2017-2018 yılları yevmiye, envanter ve kebir defteri incelenmiştir. Defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmıştır. 2018 yılı e-defter kapsamındadır. Defterler genel kabul görmüş muhasebe standartlarına ve tebliğ hükümlerine uygun tutulmuştur....

              İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: T3 tarafından borçlu T1 Tic.A.Ş aleyhine faturalı cari hesaba dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin 21/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 24.01.2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği, iş bu davanın mahkememize 25.01.2019 tarihinde açıldığı görülmüştür. Şikayet, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinde borcun kaynağı, faiz türü, faiz oranı, faiz başlangıç tarihi, alacaklının T.C Kimlik numarası ve vergi kimlik numarası belirtilmediğini, alacaklı yanın vekili bulunmamasına rağmen vekalet ücreti talep ettiği, borca hali hazırda 40.030,68 TL faiz işletilmesine rağmen iş bu faizin hangi tarihlere ilişkin olduğu, faiz türü, oranı ve başlangıç tarihinin belirtilmediği gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

              Davalı taraf, itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz etmiştir. Bunun sonucunda itiraz edilen takip durdurulmuş ve müvekkil şirketin mağduriyetine sebep olunmuştur. İşbu itirazların tarafımızca kabul edilebilir hiçbir yanı bulunmamakla beraber davalı yanca sırf takibi durdurmak için yapıldığı ortadadır. Davalı tarafın itiraz dilekçesinde yer alan “…icra takibine yetkili icra dairesi Küçükçekmece İcra Daireleridir. ... Dairesi yetkili değildir. Bu nedenle öncelikle İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ediyorum. Takibe konu ödeme emrinde alacaklı olarak belirtilen ... A.Ş.’ye herhangi bir borcum bulunmamaktadır. Bu nedenle borca ve tüm fer’ilerine itiraz ediyorum. Takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak talep edilen miktar haksız ve fahiştir. Kabul anlamına gelmemek kaydı ile takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden faiz talep edilemez. Yine takip tarihinden işletilmesi talep edilen faiz de haksız ve fahiştir....

                Son olarak davacı vekili takipte faiz ve faiz oranına itiraz etmiş ise de; alacaklı tarafın takip talebinde işlemiş faiz yönünden bir talebinin olmadığı, işleyecek faiz oranı olarak da yıllık %9 yasal faiz oranı talep edildiği, bu hali ile faiz ve faiz oranı yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, davacı borçlunun bu yöndeki itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu