İcra İflas Kanununun "İcranın Geri Bırakılması" başlıklı 33. maddesi'nde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir." düzenlenmesi mevcuttur. Somut olayda davacı, davalının Urla Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 2013/243 sayılı ilâm niteliğindeki karar için ilamlı icra takibi yaptığını, davacının hakem heyetinin davalı lehine verdiği bedeli icra takibinden önce ödediğini belirterek icranın geri bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Bu halde, İcra İflas Kanununun 33. maddesi uyarınca uyuşmazlığın Urla İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Urla İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/01/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak; Mahkemece, borçluların takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir Öte yandan İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi gerekir. Zamanaşımı itirazı esasa ilişkin bir itiraz olmadığından, borçlu ve alacaklı yararına tazminata da hükmedilemeyecektir. Bu nedenle alacaklı vekilinin aleyhine hükmedilen tazminata yönelik istinaf istemi yerindedir....
Alacaklı tarafından davacı-borçlu ve dava dışı borçlular hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği ve örnek 7 numaralı ödeme emrinin davacı-borçluya tebliğe çıkartıldığı ancak, 14/04/2008 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği görülmüştür. İcra dosyasının fiziken ve UYAP'tan yapılan incelemesinde; davacıya, iade edilen tebligat dışında çıkartılmış bir ödeme emri tebligatına rastlanılmamıştır. Dairemizce İcra Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta da aynı yönde bilgi verilmiştir. Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkemece, takibe dayanak belgenin çek olduğu, davacıya ödeme emrinin tebliğ edilemediği, başka işlem de yapılmadığı gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İlk derece mahkemesince;Davanın imzaya itiraz bakımından reddine, Davanın borca itiraz bakımından reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
TAŞ aralarındaki iptal davası hakkında Erzincan 1.İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2009 gün ve 21/31 sayılı hüküm incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel yasalarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu"'nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, borca ve imzaya itiraz, takibin iptaline ilişkin olduğundan, H.G.K'nun E; 1997/15-461 K;1997/729 sayılı kararında da kabul edildiği gibi istem İ.İ.K'nun 169,170,170/a maddeleri uyarınca borca, imzaya itiraz ve takibin iptaline yönelik bulunmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....
DELİLLER : Çorum İcra Müdürlüğünün 2021/16515 Esas sayılı dosyası İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "Davanın kısmen KABULÜNE, Çorum İcra Dairesinin 2021/1651 Esas sayılı dosyasında takibin 1.233,34 TL nafaka aslı alacağı ve 25,38 işlemiş faizi olmak üzere 1.258,72 TL alacak yönünden takibin devamına, arta kalan nafaka ve ferileri yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından; cevap dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; nafaka alacağına istinaden başlatılan ilamlı icra takibinde icranın geri bırakılması talebine ilişkin olup, 2004 sayılı İ.İ.K'nun 33. maddesi uyarınca; "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı yetkiye ve borca itiraz, İİK'nın 170. maddesine dayalı imzaya itiraz ve borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetine ilişkindir. Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2016/6412 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı ve dava dışı borçlu Mesut Konakçı aleyhine toplam 58.026,98 TL alacağın tahsili amacıyla 22/05/2014 düzenleme tarihli, 30/05/2014 vade tarihli 6.500,00 TL bedelli, 30/06/2014 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli, 30/07/2014 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senetlere dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 26/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır....