Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır. III....
Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır. III....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, İİK nun 62/4 maddesi gereğince kısmi itirazda itiraz edilen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğini,itirazın bu madde hükmüne aykırı olduğunu, itiraz sonrasında müdürlükçe itiraz dilekçesi incelenmeden matbu olarak itiraz sonrası takibin durdurulmasına karar verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır. III....
Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu 6098 Kanun'un 102. maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır....
Davalılar ödeme emri tebliği gerçekleşmediği halde 20.3.2000 tarihinde icra dosyasına borca kısmi itiraz içeren itiraz dilekçesi koymuşlar ve daha sonra 3.10.2001 tarihinde davalılara ödeme emri tebliğinin yapılması üzerine 8.10.2001 tarihli borca itirazlarını bildiren itiraz dilekçesi davacı bankaya tebliğ edilmiştir. Davacı banka 8.10.2001 tarihli itiraz üzerine görülmekte olan iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiştir. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının borçlulara ödeme emri tebliği üzerine verilecek itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususlara yönelik olarak açılacağı düşünülmeden 20.3.2000 tarihinde verilen ve geçersiz olan itiraz dilekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlu vekilinin yasal süre içerisinde icra takip dosyasına dilekçe sunarak, ''...borcun bir kısmına, faize, tüm fer'ilerine yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini'' belirterek borca kısmi itirazda bulunduğu ancak, itiraz edilen kısmın cihet ve miktarının açıkça gösterilmediği, itiraz dilekçesinde kısmi itiraza konu olan borç miktarının cihet ve miktarı açıkça gösterilmediğinden, borca yönelik kısmi itirazın geçerli bir itiraz olmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile borçlunun kısmi itirazı İİK'nun 62/4. maddesi gereğince geçersiz olduğundan icra takibinin kesinleşmiş olduğu göz önünde bulundurularak mahkemece itirazının kaldırılması isteminin konusu bulunmadığından reddine dair yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin Antalya 6....
Davalı borçlu süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; 296.065,08 TL kira alacağının 8.437,08 TL kısmını kabul etmediklerini belirterek takibe kısmi itirazda bulunmuştur. Davacı 17.02.2011 tarihli dilekçesinde, takip konusu alacak miktarını 293.790,83 TL asıl alacak ve 1.753,44 TL işlemiş faiz olarak düzeltmiştir. Davacının açıklamasında talep edilen asıl alacak miktarı 293.790,83 TL olduğuna göre itiraz edilmeyen kısım (296.065.08-8.437.08) 287.628 TL olup itiraz edilen kısım ise (293.790.83-287.628 TL=) 6.162.83 TL dir. İtiraza uğrayan 6.162,83 TLden bilirkişi raporunda belirtilen asıl alacak üzerinden 1.62 TL düşüldükten sonra kalan miktar 6.161.21 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına ve bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı borçlu 03.09.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe kısmi itirazda bulunmuştur. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme belgeleri gereğince, davalının eksik ödemelerinin olduğu görüldüğü gerekçesi ile davanın kabulü ile tahliyeye karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Somut olayda, ödeme emrinin davalı borçluya 27.08.2015 tarihinde tebliği üzerine, davalı 03.09.2015 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve takibe kısmi itirazda bulunmuş, kabul ettiği kısmı yasal 30 günlük süre geçmeden ödemiştir....
SAVUNMA:Davalı vekili 09/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünde borçlu T1 aleyhine 2020/29779 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu hakkında 05/07/2019 keşide tarihli ve 04/05/2020 vade tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacı borçlunun 06/07/2020 tarihli itiraz dilekçesinde senetin büyük bir kısmını ödediğini, yaklaşık 20.000 TL bir borcu kaldığını beyan ettiğini, yapılan bu itirazın bir kısmi itiraz olduğunu, İİK m.62/4 gereğince geçerli bir kısmi itirazın söz konusu olabilmesi için itiraz edilen miktarın ayrıca ve açıkça belirtmiş olması gerektiğini, yapılan bu kısmi itirazın geçersiz bir itiraz olduğunu, davacı borçlunun 06/07/2020 tarihli itiraz dilekçesinde senedin büyük bir kısmını ödediği şeklinde beyanda bulunduğunu, HMK m.200 gereğince senede karşı senetle ispat kuralı geçerli olduğundan davacı borçlunun borcu ödediğini iddia ettiği kısmına ilişkin bir senet sunmadığını, davacı borçlunun yaptığı...