-YTL'sini kabul ettiğini bunun dışındaki borca itiraz ettiğini bildirmiştir. Davalının bu itirazı, kısmi itiraz niteliğinde olup aylık kira miktarına muacceliyet koşuluna ve kiralananı tahliye ettiğine ilişkin bulunmamaktadır. Başka bir deyişle aylık kira miktarına itiraz edilmeyerek bakiye 4225.-YTL borcun bulunduğu sonucuna varmak gerekir. Zira davalı bakiye borcu ödediğine ilişkin İ.İ.K.'nun 269/c maddesinde belirtilen bir belge sunamamıştır. Ankara 18. İcra Mahkemesi'nin 2004/290 Esas ve 2004/335 Karar sayılı Mahkeme kararındaki tahliye kararına dayanılarak akdin feshedildiği kabul edilemez. Zira tahliye kararının infaza konulmadığı, davalının kiralananda oturmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim davalı itirazında kiralananı tahliye ettiğini bu sebeple muaccel borcu bulunmadığını ileri sürmediği gibi yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde dahi kiralananı tahliye ettiğine dair bir itirazı bulunmamıştır....
Hukuk Dairesinin 08/11/2010 tarih ve 2008/39272 Esas, 2010/33541 Karar sayılı ilamı ile onandığını, dosya kapsamından, borçlu davalının borçlu olduğunu bilmesine ve icra takip konusu alacağın likit olmasına rağmen borca itiraz ettiği anlaşıldığından itirazın iptali ile borçlu davalının icra inkar tazminatı ödemesine ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı davaya konu alacaklar için 25.8.2008 tarihinde icra takibinde bulunmuştur. Oysa davanın dayanağı olan ilk kismi dava da alacak miktarı 8.10.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu itibarla takibin yapıldığı tarihti davalı açısından kesinleşen bir miktar olmadığından davalı itirazının kötüniyetli olduğundan bahsedilemez. Bu haliyle İcra inkâr tazminata mahkûm edilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2019/537 ESAS 2021/17 KARAR DAVA KONUSU : BORCA KISMİ İTİRAZ KARAR : İzmir 5....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2019/633 ESAS- 2022/128 KARAR DAVA KONUSU : BORCA KISMİ İTİRAZ KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili 11/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; haklarında icra takibi başlatıldığını, takibe konu borcu kısmen ödediklerini belirterek senet bedellerinin 400.000,00 TL sinin ödenmiş olmasından dolayı itirazlarının kabulünü talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; ödemelerin senet borçlarıyla ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; ''Davanın REDDİNE; '' karar verilmiştir. Davacı süre tutum dilekçesi sunarak gerekçeli kararın tebliğini talep etmiş, gerekçeli karar davacı vekiline 05/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş ancak yasal sürede ayrıntılı istinaf dilekçesi sunulmamıştır....
./...sayılı. dosyasından icra takibinde bulunulduğu, davalı-borçlunun 05.07.2018 tarihinde, ödeme emrinde belirtilen asıl alacağın 109.100,45 TL lık kısmına ve işlemiş faizin tamamına, faize ve faiz oranına itiraz etmiş ve itiraz edilen kısım için takip durduğu, müvekkilin davacının ticari defter ve belgeleri incelendiğinde de; taraflar arasında akdedilen 17.10.2017 tarihli iki adet makina kiralama sözleşmesi gereği iş makinalarının ası karşılığı düzenlenen faturaların intikal ettirildiği görüleceği, davalı borçlunun borca kismi itirazı haksız ve kötüniyetli olduğu, İzmir 12.İcra .../...Esas sayılı icra dosyasındaki davalı-borçlunun haksız ve hukuka aykırı olan itirazının 109.100,45 TL lık kısmının ve işleyecek faize ve faiz oranına ilişkin itirazının iptaline, itiraz edilen kısım için takibin devamına, borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Takip dosyası incelendiğinde; 18/02/2021 tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 25/02/2021 tarihinde süresi içerisinde takibe ve borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 06/04/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67'de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....
Alacaklı tarafından, bonaya dayalı olarak kambiyo senedine mahsus yolla başlatılan takipte; borçlunun yasal süresi içinde alacaklı tarafa ödeme yaptığını belirterek icra mahkemesine başvurduğu ve takibin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece; borçlunun borca itirazını İİK'nun 169.madde kapsamında bir belge ile ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yargılama aşamasında; borçlunun alacaklı tarafa senet vererek ve banka aracılığı ile ödemede bulunduğu iddiası ile birlikte; alacaklı vekili, 11.11.2014 tarihli celsede, borçlunun yapmış olduğu ödemeleri kabul ettiğini, verilen çekin bedelsiz olduğunu belirtmiş ve bu çek ile ilgili 7.500,00 TL tahsilat yapıldığını belirtmiştir. Somut olayda; alacaklı vekilinin borcun kismi itfasına dair beyanı geçerli olup mahkemece; söz konusu kabul beyanı dikkate alınarak yapılan ödemelerin takip konusu borçtan düşülerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incele konusu davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/241 ESAS, 2021/40 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE VE BORCA KISMİ İTİRAZ KARAR : Aydın 1....
. - K A R A R - Davacı, davalı banka ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcuna karşılık muhtelif tarihlerde ödeme yaptığını, davalı banka tarafından aleyhine kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun tahsili için icra takibine girişildiğini, takipten önce yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, icra takibinin kismi itiraz üzerine durduğunu, takibin itiraz edilmeyen kısım alacak yönünden devam ettiğini, faiz oranlarının fahiş olduğunu ileri sürerek icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı hakkında girişilen icra takibinin kısmi itiraz sonucu durduğunu, davacının müvekkil bankaya borcunun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili dilekçesinde; takip talebi hazırlanırken sehven kambiyo senedine özgü iflas yolu ile takip yolunun seçildiğini, borçlu tarafın borca kısmen itiraz ettiğini, borcun kalanının icra dosyasına yatırıldığını, reddiyat işlemi gerçekleşmeden yanlışlığın farkedilerek takip yolu değiştirilerek kambiyo senedine özgü haciz yolu takip ile ilgili ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın icra emrini mükerrer takip zannederek itiraz ettiğini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....