Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın temyizine göre yapılan incelemede ; Yargılama sonunda sanık hakkında idari yaptırım kararına hükmedildiği anlaşılmakla; Kabahatler Kanunu 24. maddesi gereği verilen idari yaptırım kararlarına 5236 sayılı Kanun'un 27/7. maddesine göre itiraz edilmesi mümkün olup kararın temyizi kabil olmadığından, sanığın temyiz dilekçesi itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 06/12/2017 günü sanık ... yönünden oyçokluğu, sanıklar ... ve ... yönünden oybirliğiyle karar verildi. KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE Sanık ... hakkında, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na aykırılık suçundan 5607 sayılı Yasanın 3/5-11, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1.maddesinden cezalandırılması için dava açılmıştır. Makkemece, yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında uygulama yeri bulunmayan 4733 sayılı Yasanın 8/5-ı maddesi uyarınca 5.000,00 TL idari para cezasına karar verilmiştir....

    KISMİ ÖDEMETAHSİL CİROSU 3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 10 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      alacakları olduğu yönündeki beyanının borçları olmadığı anlamına geleceğinin çok açık bir şekilde anlaşılacağı, şirket temsilcisi tarafından sunulan dilekçenin borca itiraz niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, davacı şirket yetkilisinin 04.11.2020 tarihinde vermiş olduğu dilekçenin borca itiraz olarak kabulü ile icra takibinin 04.11.2020 tarihi itibari ile davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar vermiştir....

      ettiği, itiraz etmediği ----- borcunu kabul ettiği, Davacı adına olmayan 3....

        Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

            İstinaf başvuru sebepleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlık; davacı Kurum tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine duran takibin devamı için açılan itirazın iptali davası hakkında mahkemece takibi yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından bahisle ortada geçerli bir takip olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğunda davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava şartıdır....

            Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz. Yani borçlu esasa ilişkin itirazıyla birlikte aynı anda yetki itirazında bulunmamışsa daha sonra itiraz, süresi dolmasa dahi artık icra takibine yetki yönünden itiraz edemez. Hem yetkiye hem esasa itiraz etmek isteyen borçlunun, her iki itirazını da açıkça ve birlikte bildirmesi (yapması)gerekir.Somut olayda borçluya ödeme emri 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlunun 19/11/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, daha sonra 20/11/2014 vürut tarihli ikinci dilekçesiyle borca itirazın yanında ayrıca yetkili icra dairelerinin İzmir olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmektedir. Şu hale göre borca itirazdan sonra yapılan yetki itirazı süresinde dahi olsa geçersizdir....

              Ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili aleyhine alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, ve ödeme emrinin 01/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borca itiraz süresi içerisinde 06/02/2023 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle müvekkilinin borca itiraz edemediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, mahkemece gecikmiş borca itirazlarının kabulü ve icra dosyası kapsamında konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, 2004 sayılı İİK'nın 65.maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlu kusuru olmadan bir mani nedeniyle süresinde borca itiraz edememiş ise dava açmak suretiyle borca itiraz edebilmekte olduğunu, müvekkilinin deprem nedeniyle süresinde borca itiraz edemediğini, Yargıtay kararlarında da deprem nedeniyle süresinde yapılmayan itirazların gecikmiş itiraz yoluyla yapılabileceğinin açıkça ifade edildiğini, ancak mahkemece huzurda usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet dosyası varmış gibi hüküm kurduğunu, taraflarınca açılan...

              Müdürlüğü'nün gösterildiği, ödeme emrinin de anılan kuruma gönderildiği, borca itirazın ise, takipte yer almayan ... Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü adına ... Kaymakamı tarafından yapıldığı, itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin borca itiraz edenin takibin tarafı olmaması nedeniyle takibin devamına karar verilmesi yönündeki talebinin müdürlükçe 26.5.2014 tarihli kararla, reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 62. maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Buna göre, borca itiraz ancak takibin borçlusu tarafından yapılabilecek olup, takip talebindeki tarafların değiştirilmesi mümkün olmadığından, takipte borçlu olarak gösterilmeyen Kartal Kaymakamlığı İlçe ... Müdürlüğü'nün itiraz hakkı bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu